Sacred Texts  Bible  World Bible  Index  Previous  Next 

Turkish Bible: Exodus

1:1 Yakupla birlikte aileleriyle Mısıra giden İsrailoğullarının adları şunlardır:

1:2 Ruben, Şimon, Levi, Yahuda,

1:3 İssakar, Zevulun, Benyamin,

1:4 Dan, Naftali, Gad, Aşer.

1:5 Yakupun soyundan gelenler toplam yetmiş kişiydi. Yusuf zaten Mısırdaydı.

1:6 Zamanla Yusuf, kardeşleri ve o kuşağın hepsi öldü.

1:7 Ama soyları arttı; üreyip çoğaldılar, gittikçe büyüdüler, ülke onlarla dolup taştı.

1:8 Sonra Yusuf hakkında bilgisi olmayan yeni bir kral Mısırda tahta çıktı.

1:9 Halkına, ‹‹Bakın, İsrailliler sayıca bizden daha çok›› dedi,

1:10 ‹‹Gelin, onlara karşı aklımızı kullanalım, yoksa daha da çoğalırlar; bir savaş çıkarsa, düşmanlarımıza katılıp bize karşı savaşır, ülkeyi terk ederler.››

1:11 Böylece Mısırlılar İsraillilerin başına onları ağır işlere koşacak angaryacılar atadılar. İsrailliler firavun için Pitom ve Ramses adında ambarlı kentler yaptılar.

1:12 Ama Mısırlılar baskı yaptıkça İsrailliler daha da çoğalarak bölgeye yayıldılar. Mısırlılar korkuya kapılarak

1:13 İsraillileri amansızca çalıştırdılar.

1:14 Her türlü tarla işi, harç ve kerpiç yapımı gibi ağır işlerle yaşamı onlara zehir ettiler. Bütün işlerinde onları amansızca kullandılar.

1:15 Mısır Kralı, Şifra ve Pua adındaki İbrani ebelere şöyle dedi:

1:16 ‹‹İbrani kadınlarını doğum sandalyesinde doğurturken iyi bakın; çocuk erkekse öldürün, kızsa dokunmayın.››

1:17 Ama ebeler Tanrıdan korkan kimselerdi, Mısır Kralının buyruğuna uymayarak erkek çocukları sağ bıraktılar.

1:18 Bunun üzerine Mısır Kralı ebeleri çağırtıp, ‹‹Niçin yaptınız bunu?›› diye sordu, ‹‹Neden erkek çocukları sağ bıraktınız?››

1:19 Ebeler, ‹‹İbrani kadınlar Mısırlı kadınlara benzemiyor›› diye yanıtladılar, ‹‹Çok güçlüler. Daha ebe gelmeden doğuruyorlar.››

1:20 Tanrı ebelere iyilik etti. Halk çoğaldıkça çoğaldı.

1:21 Ebeler kendisinden korktukları için Tanrı onları ev bark sahibi yaptı.

1:22 Bunun üzerine firavun bütün halkına buyruk verdi: ‹‹Doğan her İbrani erkek çocuk Nil'e atılacak, kızlar sağ bırakılacak.››

2:1 Levili bir adam kendi oymağından bir kızla evlendi.

2:2 Kadın gebe kaldı ve bir erkek çocuk doğurdu. Güzel bir çocuk olduğunu görünce, onu üç ay gizledi.

2:3 Daha fazla gizleyemeyeceğini anlayınca, hasır bir sepet alıp katran ve ziftle sıvadı. İçine çocuğu yerleştirip Nil kıyısındaki sazlığa bıraktı.

2:4 Çocuğun ablası kardeşine ne olacağını görmek için uzaktan gözlüyordu.

2:5 O sırada firavunun kızı yıkanmak için ırmağa indi. Hizmetçileri ırmak kıyısında yürüyorlardı. Sazların arasındaki sepeti görünce, firavunun kızı onu getirmesi için hizmetçisini gönderdi.

2:6 Sepeti açınca ağlayan çocuğu gördü. Ona acıyarak, ‹‹Bu bir İbrani çocuğu›› dedi.

2:7 Çocuğun ablası firavunun kızına, ‹‹Gidip bir İbrani sütnine çağırayım mı?›› diye sordu, ‹‹Senin için bebeği emzirsin.››

2:8 Firavunun kızı, ‹‹Olur›› diye yanıtladı. Kız gidip bebeğin annesini çağırdı.

2:9 Firavunun kızı kadına, ‹‹Bu bebeği al, benim için emzir, ücretin neyse veririm›› dedi. Kadın bebeği alıp emzirdi.

2:10 Çocuk büyüyünce, onu geri getirdi. Firavunun kızı çocuğu evlat edindi. ‹‹Onu sudan çıkardım›› diyerek adını Musa koydu. ‹‹Maşa›› sözcüğünü çağrıştırır.

2:11 Musa büyüdükten sonra bir gün soydaşlarının yanına gitti. Yaptıkları ağır işleri seyrederken bir Mısırlının bir İbraniyi dövdüğünü gördü.

2:12 Çevresine göz gezdirdi; kimse olmadığını anlayınca, Mısırlıyı öldürüp kuma gizledi.

2:13 Ertesi gün gittiğinde, iki İbraninin kavga ettiğini gördü. Haksız olana, ‹‹Niçin kardeşini dövüyorsun?›› diye sordu.

2:14 Adam, ‹‹Kim seni başımıza yönetici ve yargıç atadı?›› diye yanıtladı, ‹‹Mısırlıyı öldürdüğün gibi beni de mi öldürmek istiyorsun?›› O zaman Musa korkarak, ‹‹Bu iş ortaya çıkmış!›› diye düşündü.

2:15 Firavun olayı duyunca Musayı öldürtmek istedi. Ancak Musa ondan kaçıp Midyan yöresine gitti. Bir kuyunun başında otururken

2:16 Midyanlı bir kâhinin yedi kızı su çekmeye geldi. Babalarının sürüsünü suvarmak için yalakları dolduruyorlardı.

2:17 Ama bazı çobanlar gelip onları kovmak istedi. Musa kızların yardımına koşup hayvanlarını suvardı.

2:18 Sonra kızlar babaları Reuelin yanına döndüler. Reuel, ‹‹Nasıl oldu da bugün böyle tez geldiniz?›› diye sordu.

2:19 Kızlar, ‹‹Mısırlı bir adam bizi çobanların elinden kurtardı›› diye yanıtladılar, ‹‹Üstelik bizim için su çekip hayvanlara verdi.››

2:20 Babaları, ‹‹Nerede o?›› diye sordu, ‹‹Niçin adamı dışarıda bıraktınız? Gidin onu yemeğe çağırın.››

2:21 Musa Reuelin yanında kalmayı kabul etti. Reuel de kızı Sipporayı onunla evlendirdi.

2:22 Sippora bir erkek çocuk doğurdu. Musa, ‹‹Garibim bu yabancı ülkede›› diyerek çocuğa Gerşom adını verdi.

2:23 Aradan yıllar geçti, bu arada Mısır Kralı öldü. İsrailliler hâlâ kölelik altında inliyor, feryat ediyorlardı. Sonunda yakarışları Tanrıya erişti.

2:24 Tanrı iniltilerini duydu. İbrahim, İshak ve Yakupla yaptığı antlaşmayı anımsadı.

2:25 İsrailliler'e baktı ve onlara ilgi gösterdi.

3:1 Musa kayınbabası Midyanlı Kâhin Yitronun sürüsünü güdüyordu. Sürüyü çölün batısına sürdü ve Tanrı Dağına, Horeve vardı.

3:2 RABbin meleği bir çalıdan yükselen alevlerin içinde ona göründü. Musa baktı, çalı yanıyor, ama tükenmiyor.

3:3 ‹‹Çok garip›› diye düşündü, ‹‹Gidip bir bakayım, çalı neden tükenmiyor!››

3:4 RAB Tanrı Musanın yaklaştığını görünce, çalının içinden, ‹‹Musa, Musa!›› diye seslendi. Musa, ‹‹Buyur!›› diye yanıtladı.

3:5 Tanrı, ‹‹Fazla yaklaşma›› dedi, ‹‹Çarıklarını çıkar. Çünkü bastığın yer kutsal topraktır.

3:6 Ben babanın Tanrısı, İbrahimin Tanrısı, İshakın Tanrısı ve Yakupun Tanrısıyım.›› Musa yüzünü kapadı, çünkü Tanrıya bakmaya korkuyordu.

3:7 RAB, ‹‹Halkımın Mısırda çektiği sıkıntıyı yakından gördüm›› dedi, ‹‹Angaryacılar yüzünden ettikleri feryadı duydum. Acılarını biliyorum.

3:8 Bu yüzden onları Mısırlıların elinden kurtarmak için geldim. O ülkeden çıkarıp geniş ve verimli topraklara, süt ve bal akan ülkeye, Kenan, Hitit, Amor, Periz, Hiv ve Yevus topraklarına götüreceğim.

3:9 İsraillilerin feryadı bana erişti. Mısırlıların onlara yapmakta olduğu baskıyı görüyorum.

3:10 Şimdi gel, halkım İsraili Mısırdan çıkarmak için seni firavuna göndereyim.››

3:11 Musa, ‹‹Ben kimim ki firavuna gidip İsraillileri Mısırdan çıkarayım?›› diye karşılık verdi.

3:12 Tanrı, ‹‹Kuşkun olmasın, ben seninle olacağım›› dedi, ‹‹Seni benim gönderdiğimin kanıtı şu olacak: Halkı Mısırdan çıkardığın zaman bu dağda bana tapınacaksınız.››

3:13 Musa şöyle karşılık verdi: ‹‹İsraillilere gidip, ‹Beni size atalarınızın Tanrısı gönderdi› dersem, ‹Adı nedir?› diye sorabilirler. O zaman ne diyeyim?››

3:14 Tanrı, ‹‹Ben Benim›› dedi, ‹‹İsraillilere de ki, ‹Beni size Ben Benim diyen gönderdi.›

3:15 ‹‹İsraillilere de ki, ‹Beni size atalarınızın Tanrısı, İbrahimin Tanrısı, İshakın Tanrısı ve Yakupun Tanrısı Yahve gönderdi.› Sonsuza dek adım bu olacak. Kuşaklar boyunca böyle anılacağım.

3:16 Git, İsrail ileri gelenlerini topla, onlara şöyle de: ‹Atalarınız İbrahimin, İshakın, Yakupun Tanrısı Yahve bana görünerek şunları söyledi: Sizinle ve Mısırda size yapılanlarla yakından ilgileniyorum.

3:17 Söz verdim, sizi Mısırda çektiğiniz sıkıntıdan kurtaracağım; Kenan, Hitit, Amor, Periz, Hiv ve Yevus topraklarına, süt ve bal akan ülkeye götüreceğim.›

3:18 ‹‹İsrail ileri gelenleri seni dinleyecekler. Sonra birlikte Mısır Kralına gidip, ‹İbranilerin Tanrısı Yahve bizimle görüştü› diyeceksiniz, ‹Şimdi izin ver, Tanrımız Yahveye kurban kesmek için çölde üç gün yol alalım.›

3:19 Ama biliyorum, güçlü bir el zorlamadıkça Mısır Kralı gitmenize izin vermeyecek.

3:20 Elimi uzatacak ve aralarında şaşılası işler yaparak Mısırı cezalandıracağım. O zaman sizi salıverecek.

3:21 ‹‹Halkımın Mısırlıların gözünde lütuf bulmasını sağlayacağım. Gittiğinizde eli boş gitmeyeceksiniz.

3:22 Her kadın Mısırlı komşusundan ya da konuğundan altın ve gümüş takılar, giysiler isteyecek. Oğullarınızı, kızlarınızı bunlarla süsleyeceksiniz. Mısırlılar'ı soyacaksınız.››

4:1 Musa, ‹‹Ya bana inanmazlarsa?›› dedi, ‹‹Sözümü dinlemez, ‹RAB sana görünmedi› derlerse, ne olacak?››

4:2 RAB, ‹‹Elinde ne var?›› diye sordu. Musa, ‹‹Değnek›› diye yanıtladı.

4:3 RAB, ‹‹Onu yere at›› dedi. Musa değneğini yere atınca, değnek yılan oldu. Musa yılandan kaçtı.

4:4 RAB, ‹‹Elini uzat, kuyruğundan tut›› dedi. Musa elini uzatıp kuyruğunu tutunca yılan yine değnek oldu.

4:5 RAB, ‹‹Bunu yap ki, ataları İbrahimin, İshakın, Yakupun Tanrısı RABbin sana göründüğüne inansınlar›› dedi.

4:6 Sonra, ‹‹Elini koynuna koy›› dedi. Musa elini koynuna koydu. Çıkardığı zaman eli bir deri hastalığına yakalanmış, kar gibi bembeyaz olmuştu.

4:7 RAB, ‹‹Elini yine koynuna koy›› dedi. Musa elini yine koynuna koydu. Çıkardığı zaman eli eski haline dönmüştü.

4:8 RAB, ‹‹Eğer sana inanmaz, ilk belirtiyi önemsemezlerse, ikinci belirtiye inanabilirler›› dedi,

4:9 ‹‹Bu iki belirtiye de inanmaz, sözünü dinlemezlerse, Nilden biraz su alıp kuru toprağa dök. Irmaktan aldığın su toprakta kana dönecek.››

4:10 Musa RABbe, ‹‹Aman, ya Rab!›› dedi, ‹‹Ben kulun ne geçmişte, ne de benimle konuşmaya başladığından bu yana iyi bir konuşmacı oldum. Çünkü dili ağır, tutuk biriyim.››

4:11 RAB, ‹‹Kim ağız verdi insana?›› dedi, ‹‹İnsanı sağır, dilsiz, görür ya da görmez yapan kim? Ben değil miyim?

4:12 Şimdi git! Ben konuşmana yardımcı olacağım. Ne söylemen gerektiğini sana öğreteceğim.››

4:13 Musa, ‹‹Aman, ya Rab!›› dedi, ‹‹Ne olur, benim yerime başkasını gönder.››

4:14 RAB Musaya öfkelendi ve, ‹‹Ağabeyin Levili Harun var ya!›› dedi, ‹‹Bilirim, o iyi konuşur. Hem şu anda seni karşılamaya geliyor. Seni görünce sevinecek.

4:15 Onunla konuş, ne söylemesi gerektiğini anlat. İkinizin konuşmasına da yardımcı olacak, ne yapacağınızı size öğreteceğim.

4:16 O sana sözcülük edecek, senin yerine halkla konuşacak. Sen de onun için Tanrı gibi olacaksın.

4:17 Bu değneği eline al, çünkü belirtileri onunla gerçekleştireceksin.››

4:18 Musa kayınbabası Yitronun yanına döndü. Ona, ‹‹İzin ver, Mısırdaki soydaşlarımın yanına döneyim›› dedi, ‹‹Bakayım, hâlâ yaşıyorlar mı?›› Yitro, ‹‹Esenlikle git›› diye karşılık verdi.

4:19 RAB Midyanda Musaya, ‹‹Mısıra dön, çünkü canını almak isteyenlerin hepsi öldü›› demişti.

4:20 Böylece Musa karısını, oğullarını eşeğe bindirdi; Tanrının buyurduğu değneği de eline alıp Mısıra doğru yola çıktı.

4:21 RAB Musaya, ‹‹Mısıra döndüğünde, sana verdiğim güçle bütün şaşılası işleri firavunun önünde yapmaya bak›› dedi, ‹‹Ama ben onu inatçı yapacağım. Halkı salıvermeyecek.

4:22 Sonra firavuna de ki, ‹RAB şöyle diyor: İsrail benim ilk oğlumdur.

4:23 Sana, bırak oğlum gitsin, bana tapsın, dedim. Ama sen onu salıvermeyi reddettin. Bu yüzden senin ilk oğlunu öldüreceğim.› ››

4:24 RAB yolda, bir konaklama yerinde Musaylafç karşılaştı, onu öldürmek istedi.

4:25 O anda Sippora keskin bir taş alıp oğlunu sünnet etti, derisini Musanın ayaklarına dokundurdu. ‹‹Gerçekten sen bana kanlı güveysin›› dedi.

4:26 Böylece RAB Musayı esirgedi. Sippora Musaya sünnetten ötürü ‹‹Kanlı güveysin›› demişti.

4:27 RAB Haruna, ‹‹Çöle, Musayı karşılamaya git›› dedi. Harun gitti, onu Tanrı Dağında karşılayıp öptü.

4:28 Musa duyurması için RABbin kendisine söylediği bütün sözleri ve gerçekleştirmesini buyurduğu bütün belirtileri Haruna anlattı.

4:29 Musayla Harun varıp İsrailin bütün ileri gelenlerini topladılar.

4:30 Harun RABbin Musaya söylemiş olduğu her şeyi onlara anlattı. Musa da halkın önünde belirtileri gerçekleştirdi.

4:31 Halk inandı; RAB'bin kendileriyle ilgilendiğini, çektikleri sıkıntıyı görmüş olduğunu duyunca, eğilip tapındılar.

5:1 Sonra Musayla Harun firavuna gidip şöyle dediler: ‹‹İsrailin Tanrısı RAB diyor ki, ‹Halkımı bırak gitsin, çölde bana bayram yapsın.› ››

5:2 Firavun, ‹‹RAB kim oluyor ki, Onun sözünü dinleyip İsrail halkını salıvereyim?›› dedi. ‹‹RABbi tanımıyorum. İsraillilerin gitmesine izin vermeyeceğim.››

5:3 Musayla Harun, ‹‹İbranilerin Tanrısı bizimle görüştü›› diye yanıtladılar, ‹‹İzin ver, Tanrımız RABbe kurban kesmek için çölde üç gün yol alalım. Yoksa bizi salgın hastalık ya da kılıçla cezalandırabilir.››

5:4 Mısır Firavunu, ‹‹Ey Musa ve Harun, niçin halkı işinden alıkoyuyorsunuz? Siz de işinizin başına dönün›› dedi,

5:5 ‹‹Bakın, halkınız Mısırlılardan daha kalabalık, oysa siz onların işini engellemeye çalışıyorsunuz.››

5:6 Firavun o gün angaryacılara ve halkın başındaki görevlilere buyruk verdi:

5:7 ‹‹Kerpiç yapmak için artık halka saman vermeyeceksiniz. Gitsinler, kendi samanlarını kendileri toplasınlar.

5:8 Önceki gibi aynı sayıda kerpiç yapmalarını isteyin, kerpiç sayısını azaltmayın. Çünkü tembel insanlardır; bu yüzden, ‹Gidelim, Tanrımıza kurban keselim› diye bağrışıyorlar.

5:9 İşlerini ağırlaştırın ki, meşgul olsunlar, yalan sözlere kulak asmasınlar.››

5:10 Angaryacılarla görevliler gidip İsraillilere şöyle dediler: ‹‹Firavun diyor ki, ‹Artık size saman vermeyeceğim.

5:11 Gidin, nerede bulursanız oradan kendinize saman alın. Ancak işiniz hiç hafifletilmeyecek.› ››

5:12 Böylece halk saman yerine anız toplamak üzere bütün Mısıra dağıldı.

5:13 Angaryacılar, ‹‹Saman verildiği günlerdeki gibi gündelik görevlerinizi eksiksiz yerine getirin›› diyerek onlara baskı yapıyordu.

5:14 Firavunun angaryacılarının atadığı İsrailli görevliler, ‹‹Niçin dün ve bugün daha önceki gibi gereken sayıda kerpiç yaptırmadınız?›› diyerek dövüldüler.

5:15 Bunun üzerine İsrailli görevliler firavunun yanına varıp yakındılar: ‹‹Neden kullarına böyle davranıyorsun?

5:16 Neden bize saman verilmediği halde, ‹Kerpiç yapın!› deniyor? İşte kulların dövülüyor, oysa suçlu senin kendi halkındır.››

5:17 Firavun, ‹‹Tembelsiniz siz, tembel!›› diye karşılık verdi, ‹‹Bu yüzden ‹Gidip RABbe kurban keselim› diyorsunuz.

5:18 Haydi, işinizin başına dönün. Size saman verilmeyecek; yine de aynı sayıda kerpiç üreteceksiniz.››

5:19 Kendilerine, ‹‹Her gün üretmeniz gereken kerpiç sayısını azaltmayacaksınız›› dendiğinde İsrailli görevliler zor durumda olduklarını anladılar.

5:20 Firavunun yanından ayrılınca, kendilerini bekleyen Musayla Haruna çıkıştılar.

5:21 ‹‹RAB yaptığınızı görsün, cezanızı versin!›› dediler, ‹‹Bizi firavunla görevlilerinin gözünde rezil ettiniz. Bizi öldürmeleri için ellerine bir kılıç verdiniz.››

5:22 Musa RABbe döndü ve, ‹‹Ya Rab, niçin bu halka kötü davrandın?›› dedi, ‹‹Beni bunun için mi gönderdin?

5:23 Senin adına firavunla konuşmaya gittim gideli firavun bu halka kötü davranıyor. Sen de kendi halkını kurtarmak için hiçbir şey yapmadın.››

6:1 RAB Musaya, ‹‹Firavuna ne yapacağımı şimdi göreceksin›› dedi, ‹‹Güçlü elimden ötürü İsrail halkını salıverecek, güçlü elimden ötürü onları ülkesinden kovacak.››

6:2 Tanrı ayrıca Musaya, ‹‹Ben Yahveyim›› dedi,

6:3 ‹‹İbrahime, İshaka ve Yakupa Her Şeye Gücü Yeten Tanrı olarak göründüm, ama onlara kendimi Yahve adıyla tanıtmadım.

6:4 Yabancı olarak yaşadıkları Kenan ülkesini kendilerine vermek üzere onlarla antlaşma yaptım.

6:5 Mısırlıların köleleştirdiği İsraillilerin iniltilerini duydum ve antlaşmamı hep andım.

6:6 ‹‹Onun için İsraillilere de ki, ‹Ben Yahveyim. Sizi Mısırlıların boyunduruğundan çıkaracak, onların kölesi olmaktan kurtaracağım. Onları ağır biçimde yargılayacak ve kudretli elimle sizi özgür kılacağım.

6:7 Sizi kendi halkım yapacak ve Tanrınız olacağım. O zaman sizi Mısırlıların boyunduruğundan çıkaran Tanrınız Yahvenin ben olduğumu bileceksiniz.

6:8 Sizi İbrahime, İshaka ve Yakupa vereceğime ant içtiğim topraklara götüreceğim. Orayı size mülk olarak vereceğim. Ben Yahveyim.› ››

6:9 Musa bunları İsraillilere anlattı, ama umutları kırıldığı ve ağır baskı altında oldukları için onu dinlemediler.

6:10 RAB Musaya, ‹‹Git, Mısır Firavununa İsraillileri ülkesinden salıvermesini söyle›› dedi.

6:12 Ama Musa, ‹‹İsrailliler beni dinlemedikten sonra, firavun nasıl dinler?›› diye karşılık verdi, ‹‹Zaten iyi konuşan biri değilim.›› dudakları sünnetsiz bir adamım.›› Aynı ifade 6:30da da geçer.

6:13 RAB Musa ve Harunla İsrailliler ve Mısır Firavunu hakkında konuştu. İsraillileri Mısırdan çıkarmalarını buyurdu.

6:14 İsraillilerin aile önderleri şunlardır: Yakupun ilk oğlu Rubenin oğulları: Hanok, Pallu, Hesron, Karmi. Rubenin boyları bunlardır.

6:15 Şimonun oğulları: Yemuel, Yamin, Ohat, Yakin, Sohar ve Kenanlı bir kadının oğlu Şaul. Şimonun boyları bunlardır.

6:16 Kayıtlarına göre Levioğullarının adları şunlardır: Gerşon, Kehat, Merari. Levi 137 yıl yaşadı.

6:17 Gerşonun oğulları boylarına göre şunlardır: Livni, Şimi.

6:18 Kehatın oğulları: Amram, Yishar, Hevron, Uzziel. Kehat 133 yıl yaşadı.

6:19 Merarinin oğulları: Mahli, Muşi. Kayıtlarına göre Levi boyları bunlardır.

6:20 Amram halası Yokevetle evlendi. Yokevet ona Harunla Musayı doğurdu. Amram 137 yıl yaşadı.

6:21 Yisharın oğulları: Korah, Nefek, Zikri.

6:22 Uzzielin oğulları: Mişael, Elsafan, Sitri.

6:23 Harun Nahşonun kızkardeşi ve Amminadavın kızı Elişevayla evlendi. Elişeva ona Nadav, Avihu, Elazar ve İtamarı doğurdu.

6:24 Korahın oğulları: Assir, Elkana, Aviasaf. Korahlıların boyları bunlardır.

6:25 Harunun oğlu Elazar Putielin kızlarından biriyle evlendi. Karısı ona Pinehası doğurdu. Boylarına göre Levili aile önderleri bunlardır.

6:26 RABbin, ‹‹İsraillileri ordular halinde Mısırdan çıkarın›› dediği Harun ve Musa bunlardır.

6:27 İsraillileri Mısırdan çıkarmak için Mısır Firavunu ile konuşanlar da Musayla Harundur.

6:28 RAB Mısırda Musayla konuştuğunda, ona, ‹‹Ben RABbim›› dedi, ‹‹Sana söylediğim her şeyi Mısır Firavununa ilet.››

6:30 Musa RAB'bin huzurunda, ‹‹Ben iyi konuşan biri değilim›› diye karşılık verdi, ‹‹Firavun beni nasıl dinler?››

7:1 RAB, ‹‹Bak, seni firavuna karşı Tanrı gibi yaptım›› dedi, ‹‹Ağabeyin Harun senin peygamberin olacak.

7:2 Sana buyurduğum her şeyi ağabeyine anlat. O da firavuna İsraillileri ülkesinden salıvermesini söylesin.

7:3 Ben firavunu inatçı yapacağım ki, belirtilerimi ve şaşılası işlerimi Mısırda artırabileyim.

7:4 Ama firavun sizi dinlemeyecek. O zaman elimi Mısırın üzerine koyacağım ve onları ağır biçimde cezalandırarak halkım İsraili ordular halinde Mısırdan çıkaracağım.

7:5 Mısıra karşı elimi kaldırdığım ve İsraillileri aralarından çıkardığım zaman Mısırlılar benim RAB olduğumu anlayacak.››

7:6 Musayla Harun RABbin buyurduğu gibi yaptılar.

7:7 Firavunla konuştuklarında Musa seksen, Harun seksen üç yaşındaydı.

7:8 RAB Musayla Haruna şöyle dedi:

7:9 ‹‹Firavun size, ‹Bir mucize yapın› dediğinde, söyle Haruna, değneğini alıp firavunun önüne atsın. Değnek yılan olacak.››

7:10 Böylece Musayla Harun firavunun yanına gittiler ve RABbin buyurduğu gibi yaptılar. Harun değneğini firavunla görevlilerinin önüne attı. Değnek yılan oluverdi.

7:11 Bunun üzerine firavun kendi bilgelerini, büyücülerini çağırdı. Mısırlı büyücüler de büyüleriyle aynı şeyi yaptılar.

7:12 Her biri değneğini attı, değnekler yılan oldu. Ancak Harunun değneği onların değneklerini yuttu.

7:13 Yine de, RABbin söylediği gibi firavun inat etti ve Musayla Harunu dinlemedi.

7:14 RAB Musaya, ‹‹Firavun inat ediyor, halkı salıvermeyi reddediyor›› dedi,

7:15 ‹‹Sabah git, firavun Nile inerken onu karşılamak için ırmak kıyısında bekle. Yılana dönüşen değneği eline al

7:16 ve ona de ki, ‹Halkımı salıver, çölde bana tapsınlar, demem için İbranilerin Tanrısı RAB beni sana gönderdi. Ama sen şu ana kadar kulak asmadın.

7:17 Benim RAB olduğumu şundan anla, diyor RAB. İşte, elimdeki değneği ırmağın sularına vuracağım, sular kana dönecek.

7:18 Irmaktaki balıklar ölecek, ırmak leş gibi kokacak, Mısırlılar artık ırmağın suyunu içemeyecekler.› ››

7:19 Sonra RAB Musaya şöyle buyurdu: ‹‹Haruna de ki, ‹Değneğini al ve elini Mısırın suları üzerine -ırmakları, kanalları, havuzları, bütün su birikintileri üzerine- uzat, hepsi kana dönsün. Bütün Mısırda tahta ve taş kaplardaki sular bile kana dönecek.› ››

7:20 Musayla Harun RABbin buyurduğu gibi yaptılar. Harun firavunla görevlilerinin gözü önünde değneğini kaldırıp ırmağın sularına vurdu. Bütün sular kana dönüştü.

7:21 Irmaktaki balıklar öldü, ırmak kokmaya başladı. Mısırlılar ırmağın suyunu içemez oldular. Mısırın her yerinde kan vardı.

7:22 Mısırlı büyücüler de kendi büyüleriyle aynı şeyi yaptılar. RABbin söylediği gibi firavun inat etti ve Musayla Harunu dinlemedi.

7:23 Olanlara aldırmadan sarayına döndü.

7:24 Mısırlılar içecek su bulmak için ırmak kıyısını kazmaya koyuldular. Çünkü ırmağın suyunu içemiyorlardı.

7:25 RAB'bin ırmağı vurmasının üzerinden yedi gün geçti.

8:1 RAB Musaya şöyle dedi: ‹‹Firavunun yanına git ve ona de ki, ‹RAB şöyle diyor: Halkımı salıver, bana tapsınlar.

8:2 Eğer halkımı salıvermeyi reddedersen, bütün ülkeni kurbağalarla cezalandıracağım.

8:3 Irmak kurbağalarla dolup taşacak. Kurbağalar çıkıp sarayına, yatak odana, yatağına, görevlilerinin ve halkının evlerine, fırınlarına, hamur teknelerine girecekler.

8:4 Senin, halkının, bütün görevlilerinin üstüne sıçrayacaklar.›

8:5 ‹‹Haruna de ki, ‹Elindeki değneği ırmakların, kanalların, havuzların üzerine uzatıp kurbağaları çıkart; Mısırı kurbağalar kaplasın.› ››

8:6 Böylece Harun elini Mısırın suları üzerine uzattı; kurbağalar çıkıp Mısırı kapladı.

8:7 Ancak büyücüler de kendi büyüleriyle aynı şeyi yaptılar ve ülkeye kurbağaları saldılar.

8:8 Firavun Musayla Harunu çağırtıp, ‹‹RABbe dua edin, benim ve halkımın üzerinden kurbağaları uzaklaştırsın›› dedi, ‹‹O zaman halkınızı RABbe kurban kessinler diye salıvereceğim.››

8:9 Musa, ‹‹Sen karar ver›› diye karşılık verdi, ‹‹Bunu sana bırakıyorum. Kurbağalar senden ve evlerinden uzak dursun, yalnız ırmakta kalsınlar diye senin, görevlilerin ve halkın için ne zaman dua edeyim?››

8:10 Firavun, ‹‹Yarın›› dedi. Musa, ‹‹Peki, dediğin gibi olsun›› diye karşılık verdi, ‹‹Böylece bileceksin ki, Tanrımız RAB gibisi yoktur.

8:11 Kurbağalar senden, evlerinden, görevlilerinden, halkından uzaklaşacak, yalnız ırmakta kalacaklar.››

8:12 Musayla Harun firavunun yanından ayrıldılar. Musa RABbin firavunun başına getirdiği kurbağa belası için RABbe feryat etti.

8:13 RAB Musanın isteğini yerine getirdi. Kurbağalar evlerde, avlularda, tarlalarda öldüler.

8:14 Kurbağaları yığın yığın topladılar. Ülke kokudan geçilmez oldu.

8:15 Ancak firavun ülkenin rahatladığını görünce, RABbin söylediği gibi inatçılık etti ve Musayla Harunu dinlemedi.

8:16 RAB Musaya şöyle dedi: ‹‹Haruna de ki, ‹Değneğini uzatıp yere vur, yerdeki toz sivrisineğe dönüşsün, bütün Mısırı kaplasın.› ››

8:17 Öyle yaptılar. Harun elindeki değneği uzatıp yere vurunca, insanlarla hayvanların üzerine sivrisinekler üşüştü. Mısırda yerin bütün tozu sivrisineğe dönüştü.

8:18 Büyücüler de kendi büyüleriyle tozu sivrisineğe dönüştürmek istedilerse de başaramadılar. İnsanların, hayvanların üzerini sivrisinek kapladı.

8:19 Büyücüler firavuna, ‹‹Bu işte Tanrının parmağı var›› dediler. Ne var ki, RABbin söylediği gibi firavun inat etti, Musayla Harunu dinlemedi.

8:20 RAB Musaya şöyle dedi: ‹‹Sabah erkenden kalk, firavun ırmağa inerken onu karşıla ve şöyle de: ‹RAB diyor ki, halkımı salıver, bana tapsınlar.

8:21 Halkımı salıvermezsen senin, görevlilerinin, halkının, evlerinin üzerine atsineği yağdıracağım. Mısırlıların evleri ve üzerinde yaşadıkları topraklar atsinekleriyle dolup taşacak.

8:22 ‹‹ ‹Ama o gün halkımın yaşadığı Goşen bölgesinde farklı davranacağım. Orada atsineği olmayacak. Böylece bileceksin ki, bu ülkede RAB benim.

8:23 Kendi halkımla senin halkın arasına fark koyacağım. Yarın bu belirti gerçekleşecek.› ››

8:24 RAB dediğini yaptı. Firavunun sarayına, görevlilerinin evlerine sürü sürü atsineği gönderdi. Mısır atsineği yüzünden baştan sona harap oldu.

8:25 Firavun Musayla Harunu çağırtıp, ‹‹Gidin, bu ülkede Tanrınıza kurban kesin›› dedi.

8:26 Musa, ‹‹Bu doğru olmaz›› diye karşılık verdi, ‹‹Çünkü Mısırlılar Tanrımız RABbe kurban kesmeyi iğrenç sayıyorlar. İğrenç saydıkları bu şeyi gözlerinin önünde yaparsak bizi taşlamazlar mı?

8:27 Tanrımız RABbe kurban kesmek için, bize buyurduğu gibi üç gün çölde yol almalıyız.››

8:28 Firavun, ‹‹Çölde Tanrınız RABbe kurban kesmeniz için sizi salıveriyorum›› dedi, ‹‹Yalnız çok uzağa gitmeyeceksiniz. Şimdi benim için dua edin.››

8:29 Musa, ‹‹Yarın atsineklerini firavunun, görevlilerinin, halkının üzerinden uzaklaştırsın diye, yanından ayrılır ayrılmaz RABbe dua edeceğim›› dedi, ‹‹Yalnız firavun RABbe kurban kesmek için halkın gitmesini önleyerek bizi yine aldatmamalı.››

8:30 Musa firavunun yanından çıkıp RABbe dua etti.

8:31 RAB Musanın isteğini yerine getirdi; firavunun, görevlilerinin, halkının üzerinden atsineklerini uzaklaştırdı. Tek sinek kalmadı.

8:32 Öyleyken, firavun bir kez daha inatçılık etti ve halkı salıvermedi.

9:1 RAB Musaya şöyle dedi: ‹‹Firavunun yanına git ve ona de ki, ‹İbranilerin Tanrısı RAB şöyle diyor: Halkımı salıver, bana tapsınlar.

9:2 Salıvermeyi reddeder, onları tutmakta diretirsen,

9:3 RABbin eli kırlardaki hayvanlarınızı -atları, eşekleri, develeri, sığırları, davarları- büyük kırıma uğratarak sizi cezalandıracak.

9:4 RAB İsraillilerle Mısırlıların hayvanlarına farklı davranacak. İsraillilerin hayvanlarından hiçbiri ölmeyecek.› ››

9:5 RAB zamanı da belirleyerek, ‹‹Yarın ülkede bunu yapacağım›› dedi.

9:6 Ertesi gün RAB dediğini yaptı: Mısırlıların hayvanları büyük çapta öldü. Ama İsraillilerin hayvanlarından hiçbiri ölmedi.

9:7 Firavun adam gönderdi, İsraillilerin bir tek hayvanının bile ölmediğini öğrendi. Öyleyken, inat etti ve halkı salıvermedi.

9:8 RAB Musayla Haruna, ‹‹Yanınıza iki avuç dolusu ocak kurumu alın›› dedi, ‹‹Musa kurumu firavunun önünde göğe doğru savursun.

9:9 Kurum bütün Mısırın üzerinde ince bir toza dönüşecek; ülkenin her yanındaki insanların, hayvanların bedenlerinde irinli çıbanlar çıkacak.››

9:10 Böylece Musayla Harun ocak kurumu alıp firavunun önünde durdular. Musa kurumu göğe doğru savurdu. İnsanlarda ve hayvanlarda irinli çıbanlar çıktı.

9:11 Büyücüler çıbandan ötürü Musanın karşısında duramaz oldular. Çünkü bütün Mısırlılarda olduğu gibi onlarda da çıbanlar çıkmıştı.

9:12 RAB firavunu inatçı yaptı, RABbin Musaya söylediği gibi, firavun Musayla Harunu dinlemedi.

9:13 RAB Musaya şöyle dedi: ‹‹Sabah erkenden kalkıp firavunun huzuruna çık, de ki, ‹İbranilerin Tanrısı RAB şöyle diyor: Halkımı salıver, bana tapsınlar.

9:14 Yoksa bu kez senin, görevlilerinin, halkının üzerine bütün belalarımı yağdıracağım. Öyle ki, bu dünyada benim gibisi olmadığını öğrenesin.

9:15 Çünkü elimi kaldırıp seni ve halkını salgın hastalıkla vurmuş olsaydım, yeryüzünden silinmiş olurdun.

9:16 Gücümü sana göstermek, adımı bütün dünyaya tanıtmak için seni ayakta tuttum.

9:17 Hâlâ halkımı salıvermiyor, onlara üstünlük taslıyorsun.

9:18 Bu yüzden, yarın bu saatlerde Mısıra tarihinde görülmemiş ağır bir dolu yağdıracağım.

9:19 Şimdi buyruk ver, hayvanların ve kırda neyin varsa hepsi sığınaklara konsun. Dolu yağınca, eve getirilmeyen, kırda kalan bütün insanlarla hayvanlar ölecek.› ››

9:20 Firavunun görevlileri arasında RABbin uyarısından korkanlar köleleriyle hayvanlarını çabucak evlerine getirdiler.

9:21 RABbin uyarısını önemsemeyenler ise köleleriyle hayvanlarını tarlada bıraktı.

9:22 RAB Musaya, ‹‹Elini göğe doğru uzat›› dedi, ‹‹Mısırın her yerine, insanların, hayvanların, kırdaki bütün bitkilerin üzerine dolu yağsın.››

9:23 Musa değneğini göğe doğru uzatınca RAB gök gürlemeleri ve dolu gönderdi. Yıldırım düştü. RAB Mısıra dolu yağdırdı.

9:24 Şiddetli dolu yağıyor, sürekli şimşek çakıyordu. Mısır Mısır olalı böylesi bir dolu görmemişti.

9:25 Dolu Mısırda insandan hayvana dek kırdaki her şeyi, bütün bitkileri mahvetti, bütün ağaçları kırdı.

9:26 Yalnız İsraillilerin yaşadığı Goşen bölgesine dolu düşmedi.

9:27 Firavun Musayla Harunu çağırtarak, ‹‹Bu kez günah işledim›› dedi, ‹‹RAB haklı, ben ve halkım haksızız.

9:28 RABbe dua edin, yeter bu gök gürlemeleri ve dolu. Sizi salıvereceğim, artık burada kalmayacaksınız.››

9:29 Musa, ‹‹Kentten çıkınca, ellerimi RABbe uzatacağım›› dedi, ‹‹Gök gürlemeleri duracak, artık dolu yağmayacak. Böylece dünyanın RABbe ait olduğunu bileceksin.

9:30 Ama biliyorum, sen ve görevlilerin RAB Tanrıdan hâlâ korkmuyorsunuz.››

9:31 Keten ve arpa mahvolmuştu; çünkü arpa başak vermiş, keten çiçek açmıştı.

9:32 Ama buğday ve kızıl buğday henüz bitmediği için zarar görmemişti.

9:33 Musa firavunun yanından ayrılıp kentten çıktı. Ellerini RABbe uzattı. Gök gürlemesi ve dolu durdu, yağmur dindi.

9:34 Firavun yağmurun, dolunun, gök gürlemesinin kesildiğini görünce, yine günah işledi. Hem kendisi, hem görevlileri inat ettiler.

9:35 RAB'bin Musa aracılığıyla söylediği gibi, firavun inat ederek İsrailliler'i salıvermedi.

10:1 RAB Musaya, ‹‹Firavunun yanına git›› dedi, ‹‹Belirtilerimi aralarında göstermek için firavunla görevlilerini inatçı yaptım.

10:2 Mısırla nasıl alay ettiğimi, aralarında gösterdiğim belirtileri sen de çocuklarına, torunlarına anlat ki, benim RAB olduğumu bilesiniz.››

10:3 Musayla Harun firavunun yanına varıp şöyle dediler: ‹‹İbranilerin Tanrısı RAB diyor ki, ‹Ne zamana dek alçakgönüllü olmayı reddedeceksin? Halkımı salıver, bana tapsınlar.

10:4 Halkımı salıvermeyi reddedersen, yarın ülkene çekirgeler göndereceğim.

10:5 Yeryüzünü öylesine kaplayacaklar ki, toprak görünmez olacak. Doludan kurtulan ürünlerinizi, kırda biten bütün ağaçlarınızı yiyecekler.

10:6 Evlerine, bütün görevlilerinin, bütün Mısırlıların evlerine çekirge dolacak. Ne babaların, ne ataların ömürlerince böylesini görmediler.› ›› Sonra Musa dönüp firavunun yanından ayrıldı.

10:7 Görevlileri firavuna, ‹‹Ne zamana dek bu adam bize tuzak kuracak?›› dediler, ‹‹Bırak gitsinler, Tanrıları RABbe tapsınlar. Mısır harap oldu, hâlâ anlamıyor musun?››

10:8 Böylece, Musayla Harunu firavunun yanına geri getirdiler. Firavun, ‹‹Gidin, Tanrınız RABbe tapın›› dedi, ‹‹Ama kimler gidecek?››

10:9 Musa, ‹‹Genç, yaşlı hep birlikte gideceğiz›› dedi, ‹‹Oğullarımızı, kızlarımızı, davarlarımızı, sığırlarımızı yanımıza alacağız. Çünkü RABbe bayram yapmalıyız.››

10:10 Firavun, ‹‹Alın çoluk çocuğunuzu, gidin gidebilirseniz, RAB yardımcınız olsun!›› dedi, ‹‹Bakın, kötü niyetiniz ne kadar açık.

10:11 Olmaz. Yalnız erkekler gidip RABbe tapsın. Zaten istediğiniz de bu.›› Sonra Musayla Harun firavunun yanından kovuldular.

10:12 RAB Musaya, ‹‹Elini Mısırın üzerine uzat›› dedi, ‹‹Çekirge yağsın; ülkenin bütün bitkilerini, doludan kurtulan her şeyi yesinler.››

10:13 Musa değneğini Mısırın üzerine uzattı. Bütün o gün ve gece RAB ülkede doğu rüzgarı estirdi. Sabah olunca da doğu rüzgarı çekirgeleri getirdi.

10:14 Mısırın üzerinde uçuşan çekirgeler ülkeyi boydan boya kapladı. Öyle çoktular ki, böylesi hiçbir zaman görülmedi, kuşaklar boyu da görülmeyecek.

10:15 Toprağın üzerini öyle kapladılar ki, ülke kapkara kesildi. Bütün bitkileri, dolunun zarar vermediği ağaçlarda kalan meyvelerin hepsini yediler. Mısırın hiçbir yerinde, ne ağaçlarda, ne de kırdaki bitkilerde yeşillik kalmadı.

10:16 Firavun acele Musayla Harunu çağırttı. ‹‹Tanrınız RABbe ve size karşı günah işledim›› dedi,

10:17 ‹‹Lütfen bir kez daha günahımı bağışlayın ve Tanrınız RABbe dua edin; bu ölümcül belayı üzerimden uzaklaştırsın.››

10:18 Musa firavunun yanından çıkıp RABbe dua etti.

10:19 RAB rüzgarı çok şiddetli batı rüzgarına döndürdü. Rüzgar çekirgeleri sürükleyip Kızıldenize döktü. Mısırda tek çekirge kalmadı.

10:20 Ama RAB firavunu inatçı yaptı. Firavun İsraillileri salıvermedi.

10:21 RAB Musaya, ‹‹Elini göğe doğru uzat›› dedi, ‹‹Mısırı hissedilebilir bir karanlık kaplasın.››

10:22 Musa elini göğe doğru uzattı, Mısır üç gün koyu karanlığa gömüldü.

10:23 Üç gün boyunca kimse kimseyi göremez, yerinden kımıldayamaz oldu. Yalnız İsraillilerin yaşadığı yerler aydınlıktı.

10:24 Firavun Musayı çağırttı. ‹‹Gidin, RABbe tapın›› dedi, ‹‹Yalnız davarlarınızla sığırlarınız alıkonacak. Çoluk çocuğunuz sizinle birlikte gidebilir.››

10:25 Musa, ‹‹Ama Tanrımız RABbe kurban kesmemiz için bize kurbanlık ve yakmalık sunular da vermelisin›› diye karşılık verdi,

10:26 ‹‹Hayvanlarımızı da yanımıza almalıyız. Bir tırnak bile kalmamalı burada. Çünkü Tanrımız RABbe tapmak için bazı hayvanları kullanacağız. Oraya varmadıkça hangi hayvanları RABbe sunacağımızı bilemeyiz.››

10:27 Ancak RAB firavunu inatçı yaptı, firavun İsraillileri salıvermeye yanaşmadı.

10:28 Musaya, ‹‹Git başımdan›› dedi, ‹‹Sakın bir daha karşıma çıkma. Yüzümü gördüğün gün ölürsün.››

10:29 Musa, ‹‹Dediğin gibi olsun›› diye karşılık verdi, ‹‹Bir daha yüzünü görmeyeceğim.››

11:1 RAB Musaya, ‹‹Firavunun ve Mısırın başına bir bela daha getireceğim›› dedi, ‹‹O zaman gitmenize izin verecek, sizi buradan adeta kovacak.

11:2 Halkına söyle, kadın erkek herkes komşusundan altın, gümüş eşya istesin.››

11:3 RAB İsrail halkının Mısırlıların gözünde lütuf bulmasını sağladı. Musa da Mısırda, firavunun görevlilerinin ve halkın gözünde çok büyüdü.

11:4 Musa firavuna şöyle dedi: ‹‹RAB diyor ki, ‹Gece yarısı Mısırı boydan boya geçeceğim.

11:5 Tahtında oturan firavunun ilk çocuğundan, değirmendeki kadın kölenin ilk çocuğuna kadar, hayvanlar dahil Mısırdaki bütün ilk doğanlar ölecek.

11:6 Bütün Mısırda benzeri ne görülmüş, ne de görülecek büyük bir feryat kopacak.

11:7 İsraillilere ya da hayvanlarına bir köpek bile havlamayacak.› O zaman RABbin İsraillilerle Mısırlılara nasıl farklı davrandığını anlayacaksınız.

11:8 Bu görevlilerinin hepsi gelip önümde eğilecek, ‹Sen ve seni izleyenler, gidin!› diyecekler. Ondan sonra gideceğim.›› Musa firavunun yanından büyük bir öfkeyle ayrıldı.

11:9 RAB Musaya, ‹‹Mısırda şaşılası işlerim çoğalsın diye firavun sizi dinlemeyecek›› demişti.

11:10 Musa'yla Harun firavunun önünde bütün bu şaşılası işleri yaptılar. Ama RAB firavunu inatçı yaptı. Firavun İsrailliler'i ülkesinden salıvermedi.

12:1 RAB Mısırda Musayla Haruna, ‹‹Bu ay sizin için ilk ay, yılın ilk ayı olacak›› dedi,

12:3 ‹‹Bütün İsrail topluluğuna bildirin: Bu ayın onunda herkes ailesine göre kendi ev halkına birer kuzu alacak.

12:4 Eğer bir kuzu bir aileye çok geliyorsa, aile bireylerinin sayısı ve herkesin yiyeceği miktar hesaplanacak ve aile kuzuyu en yakın komşusuyla paylaşabilecek.

12:5 Koyun ya da keçilerden seçeceğiniz hayvan kusursuz, erkek ve bir yaşında olmalı.

12:6 Ayın on dördüne kadar ona bakacaksınız. O akşamüstü bütün İsrail topluluğu hayvanları boğazlayacak.

12:7 Hayvanın kanını alıp, etin yeneceği evin yan ve üst kapı sövelerine sürecekler.

12:8 O gece ateşte kızartılmış et mayasız ekmek ve acı otlarla yenmelidir.

12:9 Eti çiğ veya haşlanmış olarak değil, başı, bacakları, bağırsakları ve işkembesiyle birlikte kızartarak yiyeceksiniz.

12:10 Sabaha kadar bitirmelisiniz. Artakalan olursa, sabah ateşte yakacaksınız.

12:11 Eti şöyle yemelisiniz: Beliniz kuşanmış, çarıklarınız ayağınızda, değneğiniz elinizde olmalı. Eti çabuk yemelisiniz. Bu RABbin Fısıh kurbanıdır. anlamına da gelir.

12:12 ‹‹O gece Mısırdan geçeceğim. Hem insanların hem de hayvanların bütün ilk doğanlarını öldüreceğim. Mısırın bütün ilahlarını yargılayacağım. Ben RABbim.

12:13 Bulunduğunuz evlerin üzerindeki kan sizin için belirti olacak. Kanı görünce üzerinizden geçeceğim. Mısırı cezalandırırken ölüm saçan size hiçbir zarar vermeyecek.

12:14 Bu gün sizin için anma günü olacak. Bu günü RABbin bayramı olarak kutlayacaksınız. Gelecek kuşaklarınız boyunca sürekli bir kural olarak bu günü kutlayacaksınız.›› kutlanmaktadır. Fısıh sözcüğü ‹‹Geçmek›› anlamına gelir.

12:15 ‹‹Yedi gün mayasız ekmek yiyeceksiniz. İlk gün evlerinizden mayayı kaldıracaksınız. Kim bu yedi gün içinde mayalı bir şey yerse, İsrailden atılacaktır.

12:16 Birinci ve yedinci günler kutsal toplantı yapacaksınız. O günler hiçbir iş yapılmayacak. Herkes yalnız kendi yiyeceğini hazırlayacak.

12:17 Mayasız Ekmek Bayramını kutlayacaksınız, çünkü sizi ordular halinde o gün Mısırdan çıkardım. Bu günü kalıcı bir kural olarak kuşaklarınız boyunca kutlayacaksınız.

12:18 Birinci ayın on dördüncü gününün akşamından yirmi birinci gününün akşamına kadar mayasız ekmek yiyeceksiniz.

12:19 Evlerinizde yedi gün maya bulunmayacak. Mayalı bir şey yiyen yerli yabancı herkes İsrail topluluğundan atılacaktır.

12:20 Mayalı bir şey yemeyeceksiniz. Yaşadığınız her yerde mayasız ekmek yiyeceksiniz.››

12:21 Musa İsrailin bütün ileri gelenlerini çağırtarak onlara şöyle dedi: ‹‹Hemen gidin, aileleriniz için kendinize davarlar seçip Fısıh kurbanı olarak boğazlayın.

12:22 Bir demet mercanköşkotu alın, leğendeki kana batırıp kanı kapılarınızın yan ve üst sövelerine sürün. Sabaha kadar kimse evinden çıkmasın.

12:23 RAB Mısırlıları öldürmek için gelecek, kapılarınızın yan ve üst sövelerindeki kanı görünce üzerinden geçecek, ölüm saçanın evlerinize girip sizi öldürmesine izin vermeyecek.

12:24 ‹‹Sen ve çocukların kalıcı bir kural olarak bu olayı kutlayacaksınız.

12:25 RABbin size söz verdiği topraklara girdiğiniz zaman bu töreye uyacaksınız.

12:26 Çocuklarınız size, ‹Bu törenin anlamı nedir?› diye sorduklarında,

12:27 ‹Bu RABbin Fısıh kurbanıdır› diyeceksiniz, ‹Çünkü RAB Mısırlıları öldürürken evlerimizin üzerinden geçerek bizi bağışladı.› ›› İsrailliler eğilip tapındılar.

12:28 Sonra gidip RABbin Musayla Haruna verdiği buyruğu eksiksiz uyguladılar.

12:29 Gece yarısı RAB tahtında oturan firavunun ilk çocuğundan zindandaki tutsağın ilk çocuğuna kadar Mısırdaki bütün insanların ve hayvanların ilk doğanlarını öldürdü.

12:30 O gece firavunla görevlileri ve bütün Mısırlılar uyandı. Büyük feryat koptu. Çünkü ölüsü olmayan ev yoktu.

12:31 Aynı gece firavun Musayla Harunu çağırttı ve, ‹‹Kalkın!›› dedi, ‹‹Siz ve İsrailliler halkımın arasından çıkıp gidin, istediğiniz gibi RABbe tapın.

12:32 Dediğiniz gibi davarlarınızı, sığırlarınızı da alın götürün. Beni de kutsayın!››

12:33 İsraillilerin ülkeyi hemen terk etmesi için Mısırlılar diretti. ‹‹Yoksa hepimiz öleceğiz!›› diyorlardı.

12:34 Böylece halk mayası henüz katılmamış hamurunu aldı, giysilere sarılı hamur teknelerini omuzlarında taşıdı.

12:35 İsrailliler Musanın dediğini yapmış, Mısırlılardan altın, gümüş eşya ve giysi istemişlerdi.

12:36 RAB İsraillilerin Mısırlıların gözünde lütuf bulmasını sağladı. Mısırlılar onlara istediklerini verdiler. Böylece İsrailliler onları soydular.

12:37 İsrailliler kadın ve çocukların dışında altı yüz bin kadar erkekle yaya olarak Ramsesten Sukkota doğru yola çıktılar.

12:38 Daha pek çok kişi de onlarla birlikte gitti. Yanlarında çok sayıda davar ve sığır vardı.

12:39 Mısırdan getirdikleri hamurla mayasız pide pişirdiler. Maya yoktu. Çünkü Mısırdan kovulmuşlar, kendilerine azık hazırlayacak zaman bulamamışlardı.

12:40 İsrailliler Mısırda dört yüz otuz yıl yaşadı.

12:41 Dört yüz otuz yılın sonuncu günü RABbin halkı ordular halinde Mısırı terk etti.

12:42 O gece RAB İsraillileri Mısırdan çıkarmak için sürekli bekledi. İsrailliler de kuşaklar boyunca aynı gece RABbi yüceltmek için uyanık olmalıdır.

12:43 RAB Musayla Haruna şöyle dedi: ‹‹Fısıh Bayramının kuralları şunlardır: Hiçbir yabancı Fısıh etini yemeyecek.

12:44 Ama satın aldığınız köleler sünnet edildikten sonra ondan yiyebilir.

12:45 Konuklar ve ücretli işçiler ondan yemeyecek.

12:46 Fısıh eti evde yenmeli, evin dışına çıkarılmamalı. Kemikleri kırmayacaksınız.

12:47 Bütün İsrail topluluğu Fısıh Bayramını kutlayacak.

12:48 Yanınızdaki yabancı bir konuk RABbin Fısıh Bayramını kutlamak isterse, önce evindeki bütün erkekler sünnet edilmeli; sonra yerel halktan biri gibi İsrail halkına katılıp bayramı kutlayabilir. Ama sünnetsiz biri Fısıh etini yemeyecektir.

12:49 Ülkede doğan için de, aranızda yaşayan yabancı için de aynı kural geçerlidir.››

12:50 İsrailliler RABbin Musayla Haruna verdiği buyruğu eksiksiz yerine getirdiler.

12:51 O gün RAB İsrailliler'i ordular halinde Mısır'dan çıkardı.

13:1 RAB Musaya, ‹‹Bütün ilk doğanları bana adayın›› dedi, ‹‹İsrailliler arasında insan olsun, hayvan olsun her rahmin ilk ürünü bana aittir.››

13:3 Musa halka, ‹‹Mısırdan, köle olduğunuz ülkeden çıktığınız bugünü anımsayın›› dedi, ‹‹Çünkü RAB güçlü eliyle sizi oradan çıkardı. Mayalı hiçbir şey yenmeyecek.

13:4 Bugün Aviv ayında buradan ayrılıyorsunuz.

13:5 RAB sizi Kenan, Hitit, Amor, Hiv ve Yevus topraklarına, atalarınıza vereceğine ant içtiği süt ve bal akan ülkeye götürdüğü zaman bu ay şu törelere uyacaksınız:

13:6 Yedi gün mayasız ekmek yiyecek, yedinci gün RABbe bayram yapacaksınız.

13:7 O yedi gün içinde yalnız mayasız ekmek yiyeceksiniz. Aranızda ve ülkenizin hiçbir yerinde mayalı bir şey görülmeyecek.

13:8 O gün oğullarınıza, ‹Mısırdan çıktığımızda RABbin bizim için yaptıklarından dolayı bunları yapıyoruz› diye anlatacaksınız.

13:9 Bu elinizde bir belirti ve alnınızda bir anma işareti olacak; öyle ki, RABbin yasası hep ağzınızda olsun. Çünkü RAB güçlü eliyle sizi Mısırdan çıkardı.

13:10 Siz de her yıl belirlenen tarihte bu kuralı uygulamalısınız.

13:11 ‹‹RAB size ve atalarınıza ant içerek söz verdiği gibi sizi Kenan topraklarına getirecektir. Orayı size verdiği zaman,

13:12 ilk doğan erkek çocuklarınızın ve hayvanlarınızın hepsini RABbe adayacaksınız. Çünkü bunlar RABbe aittir.

13:13 İlk doğan her sıpanın bedelini bir kuzuyla ödeyin. Bedelini ödemezseniz, boynunu kırın. Bütün ilk doğan erkek çocuklarınızın bedelini ödemelisiniz.

13:14 ‹‹İlerde oğullarınız size, ‹Bunun anlamı ne?› diye sorduklarında, ‹RAB bizi güçlü eliyle Mısırdan, köle olduğumuz ülkeden çıkardı› diye yanıtlarsınız,

13:15 ‹Firavun bizi salıvermemekte diretince, RAB Mısırda insanların ve hayvanların bütün ilk doğanlarını öldürdü. İşte bunun için hayvanların ilk doğan erkek yavrularını RABbe kurban ediyoruz. İlk doğan erkek çocuklarımızın bedelini ise bir hayvanla ödüyoruz.›

13:16 Bu uygulama elinizde bir belirti ve alnınızda bir anma işareti olacak; RABbin bizi Mısırdan güçlü eliyle çıkardığını anımsatacak.››

13:17 Firavun İsraillileri salıverdiğinde, Filist yöresi yakın olmasına karşın, Tanrı onları oradan götürmedi. Çünkü, ‹‹Halk savaşla karşılaşınca, düşüncelerini değiştirip Mısıra geri dönebilir›› diye düşündü.

13:18 Halkı çöl yolundan Kızıldenize doğru dolaştırdı. İsrailliler Mısırdan silahlı çıkmışlardı.

13:19 Musa Yusufun kemiklerini yanına almıştı. Çünkü Yusuf İsrailin oğullarına, ‹‹Tanrı kesinlikle size yardım edecek, kemiklerimi buradan götüreceksiniz›› diye sıkı sıkı ant içirmişti.

13:20 Sukkottan ayrılıp çöl kenarında, Etamda konakladılar.

13:21 Gece gündüz ilerlemeleri için, RAB gündüzün bir bulut sütunu içinde yol göstererek, geceleyin bir ateş sütunu içinde ışık vererek onlara öncülük ediyordu.

13:22 Gündüz bulut sütunu, gece ateş sütunu halkın önünden eksik olmadı.

14:1 RAB Musaya, ‹‹İsraillilere söyle, dönsünler›› dedi, ‹‹Pi- Hahirot yakınlarında, Migdol ile deniz arasında, Baal-Sefonun karşısında deniz kıyısında konaklasınlar.

14:3 Firavun şöyle düşünecek: ‹İsrailliler ülkede şaşkın şaşkın dolaşıyorlardır, çöl onları kuşatmıştır.›

14:4 Firavunu inatçı yapacağım. Onların peşine düşecek. Böylece firavunla ordusunu yenerek yücelik kazanacağım. Mısırlılar bilecek ki, ben RABbim.›› İsrailliler söyleneni yaptılar.

14:5 Halkın kaçtığı Mısır Firavununa bildirilince, firavunla görevlileri onlara ilişkin düşüncelerini değiştirdiler: ‹‹Biz ne yaptık?›› dediler, ‹‹İsraillileri salıvermekle kölelerimizi kaybetmiş olduk!››

14:6 Firavun savaş arabasını hazırlattı, ordusunu yanına aldı.

14:7 Seçme altı yüz savaş arabasının yanısıra, Mısırın bütün savaş arabalarını sorumlu sürücüleriyle birlikte yanına aldı.

14:8 RAB Mısır Firavununu inatçı yaptı. Firavun zafer havası içinde ilerleyen İsraillilerin peşine düştü.

14:9 Mısırlılar firavunun bütün atları, savaş arabaları, atlıları, askerleriyle onların ardına düştüler ve deniz kıyısında, Pi-Hahirot yakınlarında, Baal-Sefonun karşısında konaklarken onlara yetiştiler.

14:10 Firavun yaklaşırken, İsrailliler Mısırlıların arkalarından geldiğini görünce dehşete kapılarak RABbe feryat ettiler.

14:11 Musaya, ‹‹Mısırda mezar mı yoktu da bizi çöle ölmeye getirdin?›› dediler, ‹‹Bak, Mısırdan çıkarmakla bize ne yaptın!

14:12 Mısırdayken sana, ‹Bırak bizi, Mısırlılara kulluk edelim› demedik mi? Çölde ölmektense Mısırlılara kulluk etsek bizim için daha iyi olurdu.››

14:13 Musa, ‹‹Korkmayın!›› dedi, ‹‹Yerinizde durup bekleyin, RAB bugün sizi nasıl kurtaracak görün. Bugün gördüğünüz Mısırlıları bir daha hiç görmeyeceksiniz.

14:14 RAB sizin için savaşacak, siz sakin olun yeter.››

14:15 RAB Musaya, ‹‹Niçin bana feryat ediyorsun?›› dedi, ‹‹İsraillilere söyle, ilerlesinler.

14:16 Sen değneğini kaldır, elini denizin üzerine uzat. Sular yarılacak ve İsrailliler kuru toprak üzerinde yürüyerek denizi geçecekler.

14:17 Ben Mısırlıları inatçı yapacağım ki, artlarına düşsünler. Firavunu, bütün ordusunu, savaş arabalarını, atlılarını yenerek yücelik kazanacağım.

14:18 Firavun, savaş arabaları ve atlılarından ötürü yücelik kazandığım zaman, Mısırlılar bilecek ki, ben RABbim.››

14:19 İsrail ordusunun önünde yürüyen Tanrının meleği yerini değiştirip arkaya geçti. Önlerindeki bulut sütunu da yerini değiştirip arkalarına, Mısır ve İsrail ordularının arasına geldi. Gece boyunca bulut bir yanı karartıyor, öbür yanı aydınlatıyordu. Bu yüzden, bütün gece iki taraf birbirine yaklaşamadı.

14:21 Musa elini denizin üzerine uzattı. RAB bütün gece güçlü doğu rüzgarıyla suları geri itti, denizi karaya çevirdi. Sular ikiye bölündü,

14:22 İsrailliler kuru toprak üzerinde yürüyerek denizi geçtiler. Sular sağlarında, sollarında onlara duvar oluşturdu.

14:23 Mısırlılar artlarından geliyordu. Firavunun bütün atları, savaş arabaları, atlıları denizde onları izliyordu.

14:24 Sabah nöbetinde RAB ateş ve bulut sütunundan Mısır ordusuna baktı ve onları şaşkına çevirdi.

14:25 Arabalarının tekerleklerini çıkardı; öyle ki, arabalarını zorlukla sürdüler. Mısırlılar, ‹‹İsraillilerden kaçalım!›› dediler, ‹‹Çünkü RAB onlar için bizimle savaşıyor.›› ‹‹Çamura saplanmasını sağladı›› anlamına da gelebilir.

14:26 RAB Musaya, ‹‹Elini denizin üzerine uzat›› dedi, ‹‹Sular Mısırlıların, savaş arabalarının, atlılarının üzerine dönsün.››

14:27 Musa elini denizin üzerine uzattı. Sabaha karşı deniz olağan haline döndü. Mısırlılar sulardan kaçarken RAB onları denizin ortasında silkip attı.

14:28 Geri dönen sular savaş arabalarını, atlıları, İsraillilerin peşinden denize dalan firavunun bütün ordusunu yuttu. Onlardan bir kişi bile sağ kalmadı.

14:29 Ama İsrailliler denizi kuru toprakta yürüyerek geçmişlerdi. Sular sağlarında, sollarında onlara duvar oluşturmuştu.

14:30 RAB o gün İsraillileri Mısırlıların elinden kurtardı. İsrailliler deniz kıyısında Mısırlıların ölülerini gördüler.

14:31 RAB'bin Mısırlılar'a gösterdiği büyük gücü gören İsrail halkı RAB'den korkup O'na ve kulu Musa'ya güvendi.

15:1 Musayla İsrailliler RABbe şu ezgiyi söylediler: ‹‹Ezgiler sunacağım RABbe,
Çünkü yüceldikçe yüceldi;
Atları da, atlıları da denize döktü.

15:2 Rab gücüm ve ezgimdir,
O kurtardı beni.
Odur Tanrım,
Övgüler sunacağım Ona.
Odur babamın Tanrısı,
Yücelteceğim Onu.

15:3 Savaş eridir RAB,
Adı RABdir.

15:4 ‹‹Denize attı firavunun ordusunu,
Savaş arabalarını.
Kızıldenizde boğuldu seçme subayları.

15:5 Derin sulara gömüldüler,
Taş gibi dibe indiler.

15:6 ‹‹Senin sağ elin, ya RAB,
Senin sağ elin korkunç güce sahiptir.
Altında düşmanlar kırılır.

15:7 Devrilir sana başkaldıranlar büyük görkemin karşısında,
Gönderir gazabını anız gibi tüketirsin onları.

15:8 Burnunun soluğu karşısında,
Sular yığıldı bir araya.
Kabaran sular duvarlara dönüştü,
Denizin göbeğindeki derin sular dondu.

15:9 Düşman böbürlendi:
‹Peşlerine düşüp yakalayacağım onları› dedi,
‹Bölüşeceğim çapulu,
Dileğimce yağmalayacağım,
Kılıcımı çekip yok edeceğim onları.›

15:10 Üfledin soluğunu, denize gömüldüler,
Kurşun gibi engin sulara battılar.

15:11 ‹‹Var mı senin gibisi ilahlar arasında, ya RAB?
Senin gibi kutsallıkta görkemli, heybetiyle övgüye değer,
Harikalar yaratan var mı?

15:12 Sağ elini uzattın,
Yer yuttu onları.

15:13 Öncülük edeceksin sevginle kurtardığın halka,
Kutsal konutunun yolunu göstereceksin gücünle onlara.

15:14 Uluslar duyup titreyecekler,
Filist halkını dehşet saracak.

15:15 Edom beyleri korkuya kapılacak,
Moav önderlerini titreme alacak,
Kenanda yaşayanların tümü korkudan eriyecek.

15:16 Korku ve dehşet düşecek üzerlerine,
Senin halkın geçinceye dek, ya RAB,
Sahip olduğun bu halk geçinceye dek,
Bileğinin gücü karşısında taş kesilecekler.

15:17 Ya RAB, halkını içeri alacaksın.
Kendi dağına, yaşamak için seçtiğin yere,
Ellerinle kurduğun kutsal yere dikeceksin, ya Rab!

15:18 RAB sonsuza dek egemen olacak.››

15:19 Firavunun atları, savaş arabaları, atlıları denize dalınca, RAB suları onların üzerine çevirdi. Ama İsrailliler denizi kuru toprakta yürüyerek geçtiler.

15:20 Harunun kızkardeşi Peygamber Miryam tefini eline aldı, bütün kadınlar teflerle, oynayarak onu izlediler.

15:21 Miryam onlara şu ezgiyi söyledi: ‹‹Ezgiler sunun RABbe,
Çünkü yüceldikçe yüceldi,
Atları, atlıları denize döktü.››

15:22 Musa İsraillileri Kızıldenizin ötesine çıkardı. Şur Çölüne girdiler. Çölde üç gün yol aldılarsa da su bulamadılar.

15:23 Maraya vardılar. Ama Maranın suyunu içemediler, çünkü su acıydı. Bu yüzden oraya Marafı adı verildi.

15:24 Halk, ‹‹Ne içeceğiz?›› diye Musaya yakınmaya başladı.

15:25 Musa RABbe yakardı. RAB ona bir ağaç parçası gösterdi. Musa onu suya atınca sular tatlı oldu. Orada RAB onlar için bir kural ve ilke koydu, hepsini sınadı.

15:26 ‹‹Ben, Tanrınız RABbin sözünü dikkatle dinler, gözümde doğru olanı yapar, buyruklarıma kulak verir, bütün kurallarıma uyarsanız, Mısırlılara verdiğim hastalıkların hiçbirini size vermeyeceğim›› dedi, ‹‹Çünkü size şifa veren RAB benim.››

15:27 Sonra Elim'e gittiler. Orada on iki su kaynağı, yetmiş hurma ağacı vardı. Su kıyısında konakladılar.

16:1 Bütün İsrail topluluğu Elimden ayrıldı. Mısırdan çıktıktan sonra ikinci ayın on beşinci günü Elim ile Sina arasındaki Sin Çölüne vardılar.

16:2 Çölde hepsi Musayla Haruna yakınmaya başladı.

16:3 ‹‹Keşke RAB bizi Mısırdayken öldürseydi›› dediler, ‹‹Hiç değilse orada et kazanlarının başına oturur, doyasıya yerdik. Ama siz bütün topluluğu açlıktan öldürmek için bizi bu çöle getirdiniz.››

16:4 RAB Musaya, ‹‹Size gökten ekmek yağdıracağım›› dedi, ‹‹Halk her gün gidip günlük ekmeğini toplayacak. Böylece onları sınayacağım: Benim yasama göre yaşıyorlar mı, yaşamıyorlar mı, göreceğim.

16:5 Altıncı gün her gün topladıklarının iki katını toplayıp hazırlayacaklar.››

16:6 Musayla Harun İsraillilere, ‹‹Bu akşam sizi Mısırdan RABbin çıkardığını bileceksiniz›› dediler,

16:7 ‹‹Sabah da RABbin görkemini göreceksiniz. Çünkü RAB kendisine söylendiğinizi duydu. Biz kimiz ki, bize söyleniyorsunuz?››

16:8 Sonra Musa, ‹‹Akşam size yemek için et, sabah da dilediğiniz kadar ekmek verilince, RABbin görkemini göreceksiniz›› dedi, ‹‹Çünkü RAB kendisine söylendiğinizi duydu. Biz kimiz ki? Siz bize değil, RABbe söyleniyorsunuz.››

16:9 Musa Haruna, ‹‹Bütün İsrail topluluğuna söyle, RABbin huzuruna gelsinler›› dedi, ‹‹Çünkü RAB söylendiklerini duydu.››

16:10 Harun İsrail topluluğuna bunları anlatırken, çöle doğru baktılar. RABbin görkemi bulutta görünüyordu.

16:11 RAB Musaya şöyle dedi:

16:12 ‹‹İsraillilerin yakınmalarını duydum. Onlara de ki, ‹Akşamüstü et yiyeceksiniz, sabah da ekmekle karnınızı doyuracaksınız. O zaman bileceksiniz ki, Tanrınız RAB benim.› ››

16:13 Akşam bıldırcınlar geldi, ordugahı sardı. Sabah ordugahın çevresini çiy kaplamıştı.

16:14 Çiy eriyince, toprakta, çölün yüzeyinde kırağıya benzer ince pulcuklar göründü.

16:15 Bunu görünce İsrailliler birbirlerine, ‹‹Bu da ne?›› diye sordular. Çünkü ne olduğunu anlayamamışlardı. Musa, ‹‹RABbin size yemek için verdiği ekmektir bu›› dedi,

16:16 ‹‹RABbin buyruğu şudur: ‹Herkes yiyeceği kadar toplasın. Çadırınızdaki her kişi için birer omer alın.› ›› ifade 16:18,32,33,36da da geçer.

16:17 İsrailliler söyleneni yaptılar. Kimi çok, kimi az topladı.

16:18 Omerle ölçtüklerinde, çok toplayanın fazlası, az toplayanın da eksiği yoktu. Herkes yiyeceği kadar toplamıştı.

16:19 Musa onlara, ‹‹Kimse sabaha bir parça bile bırakmasın›› dedi.

16:20 Ama bazıları ona aldırmayıp sabaha bıraktılar. Bıraktıkları kurtlanıp kokmaya başlayınca Musa onlara öfkelendi.

16:21 Her sabah herkes yiyeceği kadar topluyordu. Güneş ortalığı ısıtınca, yerde kalanlar eriyordu.

16:22 Altıncı gün kişi başına iki omer, yani iki kat topladılar. Topluluğun önderleri gelip durumu Musaya bildirdiler.

16:23 Musa, ‹‹RABbin buyruğu şudur›› dedi, ‹‹ ‹Yarın dinlenme günü, RAB için kutsal Şabat Günüdür. Pişireceğinizi pişirin, haşlayacağınızı haşlayın. Artakalanı bir kenara koyun, sabaha kalsın.› ››

16:24 Musanın buyurduğu gibi artakalanı sabaha bıraktılar. Ne koktu, ne kurtlandı.

16:25 Musa, ‹‹Artakalanı bugün yiyin›› dedi, ‹‹Çünkü bugün RAB için Şabat Günüdür. Bugün dışarda ekmek bulamayacaksınız.

16:26 Altı gün ekmek toplayacaksınız, ama yedinci gün olan Şabat Günü ekmek bulunmayacak.››

16:27 Yedinci gün bazıları ekmek toplamak için dışarı çıktı, ama hiçbir şey bulamadılar.

16:28 RAB Musaya, ‹‹Ne zamana dek buyruklarıma ve yasalarıma uymayı reddedeceksiniz?›› dedi,

16:29 ‹‹Size Şabat Gününü verdim. Bunun için altıncı gün size iki günlük ekmek veriyorum. Yedinci gün herkes neredeyse orada kalsın, dışarı çıkmasın.››

16:30 Böylece halk yedinci gün dinlendi.

16:31 İsrailliler o ekmeğe man adını verdiler. Kişniş tohumu gibi beyazımsı, tadı ballı yufka gibiydi.

16:32 Musa, ‹‹RABbin buyruğu şudur›› dedi, ‹‹ ‹Mısırdan sizi çıkardığımda, gelecek kuşakların çölde size yedirdiğim ekmeği görmesi için, bir omer saklansın.› ››

16:33 Musa Haruna, ‹‹Bir testi al, içine bir omer man doldur›› dedi, ‹‹Gelecek kuşaklar için saklanmak üzere onu RABbin huzuruna koy.››

16:34 RABbin Musaya buyurduğu gibi Harun manı saklanmak üzere Antlaşma Levhalarının önüne koydu.

16:35 İsrailliler yerleştikleri Kenan topraklarına varıncaya dek kırk yıl man yediler.

16:36 -Bir omer efanın onda biridir.-

17:1 RABbin buyruğu uyarınca, bütün İsrail topluluğu Sin Çölünden ayrıldı, bir yerden öbürüne göçerek Refidimde konakladı. Ancak orada içecek su yoktu.

17:2 Musaya, ‹‹Bize içecek su ver›› diye çıkıştılar. Musa, ‹‹Niçin bana çıkışıyorsunuz?›› dedi, ‹‹Neden RABbi deniyorsunuz?››

17:3 Ama halk susamıştı. ‹‹Niçin bizi Mısırdan çıkardın?›› diye Musaya söylendiler, ‹‹Bizi, çocuklarımızı, hayvanlarımızı susuzluktan öldürmek için mi?››

17:4 Musa, ‹‹Bu halka ne yapayım?›› diye RABbe feryat etti, ‹‹Neredeyse beni taşlayacaklar.››

17:5 RAB Musaya, ‹‹Halkın önüne geç›› dedi, ‹‹Birkaç İsrail ileri gelenini ve Nile vurduğun değneği de yanına alıp yürü.

17:6 Ben Horev Dağında bir kayanın üzerinde, senin önünde duracağım. Kayaya vuracaksın, halk içsin diye su fışkıracak.›› Musa İsrail ileri gelenlerinin önünde denileni yaptı.

17:7 Oraya Massa ve Meriva adı verildi. Çünkü İsrailliler orada Musaya çıkışmış ve, ‹‹Acaba RAB aramızda mı, değil mi?›› diye RABbi denemişlerdi.

17:8 Amalekliler gelip Refidimde İsraillilere savaş açtılar.

17:9 Musa Yeşuya, ‹‹Adam seç, git Amaleklilerle savaş›› dedi, ‹‹Yarın ben elimde Tanrının değneğiyle tepenin üzerinde duracağım.››

17:10 Yeşu Musanın buyurduğu gibi Amaleklilerle savaştı. Bu arada Musa, Harun ve Hur tepenin üzerine çıktılar.

17:11 Musa elini kaldırdıkça İsrailliler, indirdikçe Amalekliler kazanıyordu.

17:12 Ne var ki, Musanın elleri yoruldu. Bir taş getirip altına koydular. Musa üzerine oturdu. Bir yanda Harun, öbür yanda Hur Musanın ellerini yukarıda tuttular. Güneş batıncaya dek Musanın elleri yukarıda kaldı.

17:13 Böylece Yeşu Amalek ordusunu yenip kılıçtan geçirdi.

17:14 RAB Musaya, ‹‹Bunu anı olarak kayda geç›› dedi, ‹‹Yeşuya da söyle, Amaleklilerin adını yeryüzünden büsbütün sileceğim.››

17:15 Musa bir sunak yaptı, adını ‹‹Yahve nissi›› koydu.

17:16 ‹‹Eller Rab'bin tahtına doğru kaldırıldı›› dedi, ‹‹RAB kuşaklar boyunca Amalekliler'e karşı savaşacak!››

18:1 Musanın kayınbabası Midyanlı Kâhin Yitro, Tanrının Musa ve halkı İsrail için yaptığı her şeyi, RABbin İsraillileri Mısırdan nasıl çıkardığını duydu.

18:2 Musanın kendisine göndermiş olduğu karısı Sipporayı ve iki oğlunu yanına aldı. Musa, ‹‹Garibim bu yabancı diyarda›› diyerek oğullarından birine Gerşomfö adını vermişti.

18:4 Sonra, ‹‹Babamın Tanrısı bana yardım etti, beni firavunun kılıcından esirgedi›› diyerek öbürüne de Eliezer adını koymuştu.

18:5 Yitro Musanın karısı ve oğullarıyla birlikte Tanrı Dağına, Musanın konakladığı çöle geldi.

18:6 Musaya şu haberi gönderdi: ‹‹Ben, kayınbaban Yitro, karın ve iki oğlunla birlikte sana geliyoruz.››

18:7 Musa kayınbabasını karşılamaya çıktı, önünde eğilip onu öptü. Birbirinin hatırını sorup çadıra girdiler.

18:8 Musa İsrailliler uğruna RABbin firavunla Mısırlılara bütün yaptıklarını, yolda çektikleri sıkıntıları, RABbin kendilerini nasıl kurtardığını kayınbabasına bir bir anlattı.

18:9 Yitro RABbin İsraillilere yaptığı iyiliklere, onları Mısırlıların elinden kurtardığına sevindi.

18:10 ‹‹Sizi Mısırlıların ve firavunun elinden kurtaran RABbe övgüler olsun›› dedi, ‹‹Halkı Mısırın boyunduruğundan O kurtardı.

18:11 Artık biliyorum ki, RAB bütün ilahlardan büyüktür. Çünkü onların gurur duyduğu şeylerin üstesinden geldi.››

18:12 Sonra Tanrıya yakmalık sunu ve kurbanlar getirdi. Harunla bütün İsrail ileri gelenleri, Musanın kayınbabasıyla Tanrının huzurunda yemek yemeye geldiler.

18:13 Ertesi gün Musa halkın davalarına bakmak için yargı kürsüsüne çıktı. Halk sabahtan akşama kadar çevresinde ayakta durdu.

18:14 Kayınbabası Musanın halk için yaptıklarını görünce, ‹‹Nedir bu, halka yaptığın?›› dedi, ‹‹Neden sen tek başına yargıç olarak oturuyorsun da herkes sabahtan akşama kadar çevrende bekliyor?››

18:15 Musa, ‹‹Çünkü halk Tanrının istemini bilmek için bana geliyor›› diye yanıtladı,

18:16 ‹‹Ne zaman bir sorunları olsa, bana gelirler. Ben de taraflar arasında karar veririm; Tanrının kurallarını, yasalarını onlara bildiririm.››

18:17 Kayınbabası, ‹‹Yaptığın iş iyi değil›› dedi,

18:18 ‹‹Hem sen, hem de yanındaki halk tükeneceksiniz. Bu işi tek başına kaldıramazsın. Sana ağır gelir.

18:19 Beni dinle, sana öğüt vereyim. Tanrı seninle olsun. Tanrının önünde halkı sen temsil etmeli, sorunlarını Tanrıya sen iletmelisin.

18:20 Kuralları, yasaları halka öğret, izlemeleri gereken yolu, yapacakları işi göster.

18:21 Bunun yanısıra halkın arasından Tanrıdan korkan, yetenekli, haksız kazançtan nefret eden dürüst adamlar seç; onları biner, yüzer, ellişer, onar kişilik toplulukların başına önder ata.

18:22 Halka sürekli onlar yargıçlık etsin. Büyük davaları sana getirsinler, küçük davaları kendileri çözsünler. Böylece işini paylaşmış olurlar. Yükün hafifler.

18:23 Eğer böyle yaparsan, Tanrı da buyurursa, dayanabilirsin. Herkes esenlik içinde evine döner.››

18:24 Musa kayınbabasının sözünü dinledi. Söylediği her şeyi yerine getirdi.

18:25 İsrailliler arasından yetenekli adamlar seçti. Onları biner, yüzer, ellişer, onar kişilik toplulukların başına önder atadı.

18:26 Halka sürekli yargıçlık eden bu kişiler zor davaları Musaya getirdiler, küçük davaları ise kendileri çözdüler.

18:27 Sonra Musa kayınbabasını uğurladı. Yitro da ülkesine döndü.

19:1 İsrailliler Mısırdan çıktıktan tam üç ay sonra Sina Çölüne vardılar.

19:2 Refidimden yola çıkıp Sina Çölüne girdiler. Orada, Sina Dağının karşısında konakladılar.

19:3 Musa Tanrının huzuruna çıktı. RAB dağdan kendisine seslendi: ‹‹Yakup soyuna, İsrail halkına şöyle diyeceksin:

19:4 Mısırlılara ne yaptığımı, sizi nasıl kartal kanatları üzerinde taşıyarak yanıma getirdiğimi gördünüz.

19:5 Şimdi sözümü dikkatle dinler, antlaşmama uyarsanız, bütün uluslar içinde öz halkım olursunuz. Çünkü yeryüzünün tümü benimdir.

19:6 Siz benim için kâhinler krallığı, kutsal ulus olacaksınız. İsraillilere böyle söyleyeceksin.›› Tanrıya kurban sunmak gibi dinsel işlerle uğraşan görevli. Kâhinin büyücülük, falcılık, sihirbazlık, gaipten haber vermek gibi işlerle uğraşması söz konusu değildi. Bu uygulamalar Yas.18:9-14 ayetlerinde yasaklanmıştır.

19:7 Musa gidip halkın ileri gelenlerini çağırdı ve RABbin kendisine buyurduğu her şeyi onlara anlattı.

19:8 Bütün halk bir ağızdan, ‹‹RABbin söylediği her şeyi yapacağız›› diye yanıtladılar. Musa halkın yanıtını RABbe iletti.

19:9 RAB Musaya, ‹‹Sana koyu bir bulut içinde geleceğim›› dedi, ‹‹Öyle ki, seninle konuşurken halk işitsin ve her zaman sana güvensin.›› Musa halkın söylediklerini RABbe iletti.

19:10 RAB Musaya, ‹‹Git, bugün ve yarın halkı arındır›› dedi, ‹‹Giysilerini yıkasınlar.

19:11 Üçüncü güne hazır olsunlar. Çünkü üçüncü gün bütün halkın gözü önünde ben, RAB Sina Dağına ineceğim.

19:12 Dağın çevresine sınır çiz ve halka de ki, ‹Sakın dağa çıkmayın, dağın eteğine de yaklaşmayın! Kim dağa dokunursa, kesinlikle öldürülecektir.

19:13 Ya taşlanacak, ya da okla vurulacak; ona insan eli değmeyecek. İster hayvan olsun ister insan, yaşamasına izin verilmeyecek.› Ancak boru uzun uzun çalınınca dağa çıkabilirler.››

19:14 Sonra Musa dağdan halkın yanına inip onları arındırdı. Herkes giysilerini yıkadı.

19:15 Musa halka, ‹‹Üçüncü güne hazır olun›› dedi, ‹‹Bu süre içinde cinsel ilişkide bulunmayın.››

19:16 Üçüncü günün sabahı gök gürledi, şimşekler çaktı. Dağın üzerinde koyu bir bulut vardı. Derken, çok güçlü bir boru sesi duyuldu. Ordugahta herkes titremeye başladı.

19:17 Musa halkın Tanrıyla görüşmek üzere ordugahtan çıkmasına öncülük etti. Dağın eteğinde durdular.

19:18 Sina Dağının her yanından duman tütüyordu. Çünkü RAB dağın üstüne ateş içinde inmişti. Dağdan ocak dumanı gibi duman çıkıyor, bütün dağ şiddetle sarsılıyordu.

19:19 Boru sesi gitgide yükselince, Musa konuştu ve Tanrı gök gürlemeleriyle onu yanıtladı.

19:20 RAB Sina Dağının üzerine indi, Musayı dağın tepesine çağırdı. Musa tepeye çıktı.

19:21 RAB, ‹‹Aşağı inip halkı uyar›› dedi, ‹‹Sakın beni görmek için sınırı geçmesinler, yoksa birçoğu ölür.

19:22 Bana yaklaşan kâhinler de kendilerini kutsasınlar, yoksa onları şiddetle cezalandırırım.››

19:23 Musa, ‹‹Halk Sina Dağına çıkamaz›› diye karşılık verdi, ‹‹Çünkü sen, ‹Dağın çevresine sınır çiz, onu kutsal kıl› diyerek bizi uyardın.››

19:24 RAB, ‹‹Aşağı inip Harunu getir›› dedi, ‹‹Ama kâhinlerle halk huzuruma gelmek için sınırı geçmesinler. Yoksa onları şiddetle cezalandırırım.››

19:25 Bunun üzerine Musa aşağı inip durumu halka anlattı.

20:1 Tanrı şöyle konuştu:

20:2 ‹‹Seni Mısırdan, köle olduğun ülkeden çıkaran Tanrın RAB benim.

20:3 ‹‹Benden başka tanrın olmayacak.

20:4 ‹‹Kendine yukarıda gökyüzünde, aşağıda yeryüzünde ya da yer altındaki sularda yaşayan herhangi bir canlıya benzer put yapmayacaksın.

20:5 Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrıyım. Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.

20:6 Ama beni seven, buyruklarıma uyan binlerce kuşağa sevgi gösteririm.

20:7 ‹‹Tanrın RABbin adını boş yere ağzına almayacaksın. Çünkü RAB, adını boş yere ağzına alanları cezasız bırakmayacaktır.

20:8 ‹‹Şabat Gününü kutsal sayarak anımsa.

20:9 Altı gün çalışacak, bütün işlerini yapacaksın.

20:10 Ama yedinci gün bana, Tanrın RABbe Şabat Günü olarak adanmıştır. O gün sen, oğlun, kızın, erkek ve kadın kölen, hayvanların, aranızdaki yabancılar dahil, hiçbir iş yapmayacaksınız.

20:11 Çünkü ben, RAB yeri göğü, denizi ve bütün canlıları altı günde yarattım, yedinci gün dinlendim. Bu yüzden Şabat Gününü kutsadım ve kutsal bir gün olarak belirledim.

20:12 ‹‹Annene babana saygı göster. Öyle ki, Tanrın RABbin sana vereceği ülkede ömrün uzun olsun.

20:13 ‹‹Adam öldürmeyeceksin.

20:14 ‹‹Zina etmeyeceksin.

20:15 ‹‹Çalmayacaksın.

20:16 ‹‹Komşuna karşı yalan yere tanıklık etmeyeceksin.

20:17 ‹‹Komşunun evine, karısına, erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin.››

20:18 Halk gök gürlemelerini, boru sesini duyup şimşekleri ve dağın başındaki dumanı görünce korkudan titremeye başladı. Uzakta durarak

20:19 Musaya, ‹‹Bizimle sen konuş, dinleyelim›› dediler, ‹‹Ama Tanrı konuşmasın, yoksa ölürüz.››

20:20 Musa, ‹‹Korkmayın!›› diye karşılık verdi, ‹‹Tanrı sizi denemek için geldi; Tanrı korkusu üzerinizde olsun, günah işlemeyesiniz diye.››

20:21 Musa Tanrının içinde bulunduğu koyu karanlığa yaklaşırken halk uzakta durdu.

20:22 RAB Musaya şöyle dedi: ‹‹İsraillilere de ki, ‹Göklerden sizinle konuştuğumu gördünüz.

20:23 Benim yanımsıra başka ilahlar yapmayacaksınız, altın ya da gümüş ilahlar dökmeyeceksiniz.

20:24 Benim için toprak bir sunak yapacaksınız. Yakmalık ve esenlik sunularınızı, davarlarınızı, sığırlarınızı onun üzerinde sunacaksınız. Adımı anımsattığım her yere gelip sizi kutsayacağım.

20:25 Eğer bana taş sunak yaparsanız, yontma taş kullanmayın. Çünkü kullanacağınız alet sunağın kutsallığını bozar.

20:26 Sunağımın üzerine basamakla çıkmayacaksınız. Çünkü çıplak yeriniz görünebilir.› ››

21:1 ‹‹İsraillilere şu ilkeleri bildir:

21:2 ‹‹İbrani bir köle satın alırsan, altı yıl kölelik edecek, ama yedinci yıl karşılık ödemeden özgür olacak.

21:3 Bekâr geldiyse, yalnız kendisi özgür olacak; evli geldiyse, karısı da özgür olacak.

21:4 Efendisi kendisine bir kadın verir ve o kadından çocukları olursa, kadın ve çocuklar efendisinde kalacak, yalnız kendisi gidecek.

21:5 ‹‹Ama köle açıkça, ‹Ben efendimi, karımla çocuklarımı seviyorum, özgür olmak istemiyorum› derse,

21:6 efendisi onu yargıç huzurunafş çıkaracak. Kapıya ya da kapı sövesine yaklaştırıp kulağını bizle delecek. Böylece köle yaşam boyu efendisine hizmet edecek. tapınma yeri anlamına gelebilir.

21:7 ‹‹Eğer bir adam kızını cariye olarak satarsa, kız erkek köleler gibi özgür bırakılmayacak.

21:8 Efendisi kızla nişanlanır, sonra kızdan hoşlanmazsa, kızın geri alınmasına izin vermelidir. Kızı aldattığı için onu yabancılara satamaz.

21:9 Eğer cariyeyi oğluna nişanlarsa, ona kendi kızı gibi davranmalıdır.

21:10 Eğer ikinci bir kadınla evlenirse, ilk karısını nafakadan, giysiden, karılık haklarından yoksun bırakmamalıdır.

21:11 Eğer bu üç hakkı ona vermezse, kadın karşılıksız özgür olacaktır.››

21:12 ‹‹Kim birini vurup öldürürse, kendisi de kesinlikle öldürülecektir.

21:13 Ama olayda kasıt yoksa, ona ben izin vermişsem, size adamın kaçacağı yeri bildireceğim.

21:14 Eğer bir adam komşusuna düzen kurar, kasıtlı olarak saldırıp onu öldürürse, sunağıma bile kaçmış olsa, onu çıkarıp öldüreceksiniz.

21:15 ‹‹Kim annesini ya da babasını döverse, kesinlikle öldürülecektir.

21:16 ‹‹Kim adam kaçırırsa, onu ister satmış olsun, ister elinde tutsun, kesinlikle öldürülecektir.

21:17 ‹‹Annesine ya da babasına lanet eden kesinlikle öldürülecektir.

21:18 ‹‹Kavga çıkar, bir adam komşusuna taşla ya da yumrukla vurur, vurulan adam ölmeyip yatağa düşer,

21:19 sonra kalkıp değnekle dışarıda gezebilirse, vuran adam suçsuz sayılacaktır. Yalnız yaralının kaybettiği zamanın karşılığını ödeyecek ve tümüyle iyileşmesini sağlayacaktır.

21:20 ‹‹Bir adam erkek ya da kadın kölesini değnekle döverken öldürürse, kesinlikle cezalandırılacaktır.

21:21 Ama köle hemen ölmez, bir iki gün sonra ölürse, köle sahibi ceza görmeyecektir. Çünkü köle onun malı sayılır.

21:22 ‹‹İki kişi kavga ederken gebe bir kadına çarpar, kadın erken doğum yapar ama başka bir zarar görmezse, saldırgan, kadının kocasının istediği ve yargıçların onayladığı miktarda para cezasına çarptırılacaktır.

21:23 Ama başka bir zarar varsa, cana karşılık can, göze karşılık göz, dişe karşılık diş, ele karşılık el, ayağa karşılık ayak, yanığa karşılık yanık, yaraya karşılık yara, bereye karşılık bere ödenecektir.

21:26 ‹‹Bir adam erkek ya da kadın kölesini gözüne vurarak kör ederse, gözüne karşılık onu özgür bırakacaktır.

21:27 Eğer erkek ya da kadın kölesinin dişini kırarsa, dişine karşılık onu özgür bırakacaktır.››

21:28 ‹‹Eğer bir boğa bir erkeği ya da kadını boynuzuyla vurup öldürürse, kesinlikle taşlanacak ve eti yenmeyecektir. Boğanın sahibi ise suçsuz sayılacaktır.

21:29 Ama saldırganlığı bilinen bir boğanın sahibi uyarılmasına karşın boğasına sahip çıkmazsa ve boğası bir erkeği ya da kadını öldürürse, hem boğa taşlanacak, hem de sahibi öldürülecektir.

21:30 Ancak, boğanın sahibinden para cezası istenirse, istenen miktarı ödeyerek canını kurtarabilir.

21:31 Boğa ister erkek, ister kız çocuğunu öldürsün, aynı kural uygulanacaktır.

21:32 Eğer boğa bir erkek ya da kadın köleyi öldürürse, kölenin efendisine otuz şekel gümüş verilecek ve boğa taşlanacaktır.

21:33 ‹‹Bir adam bir çukur açar ya da kazdığı çukurun üzerini örtmezse ve çukura bir boğa ya da bir eşek düşerse,

21:34 çukuru kazan hayvanın bedelini ödeyecektir. Parayı hayvanın sahibine verecek, ölü hayvan kendisinin olacaktır.

21:35 ‹‹Bir adamın boğası komşusunun boğasını yaralar, yaralı boğa ölürse, sağ boğayı satıp parasını paylaşacak, ölü hayvanı da bölüşeceklerdir.

21:36 Eğer boğanın saldırgan olduğu ve sahibinin ona sahip çıkmadığı biliniyorsa, boğaya karşılık boğa verecek ve ölü hayvan kendisine kalacaktır.››

22:1 ‹‹Bir adam öküz ya da davar çalıp boğazlar ya da satarsa, bir öküze karşılık beş öküz, bir koyuna karşılık dört koyun ödeyecektir.

22:2 ‹‹Bir hırsız bir eve girerken yakalanıp öldürülürse, öldüren kişi suçlu sayılmaz.

22:3 Ancak olay güneş doğduktan sonra olmuşsa, kan dökmekten sorumlu sayılır. ‹‹Hırsız çaldığının karşılığını kesinlikle ödemelidir. Hiçbir şeyi yoksa, hırsızlık yaptığı için köle olarak satılacaktır.

22:4 Çaldığı mal -öküz, eşek ya da koyun- sağ olarak elinde yakalanırsa, iki katını ödeyecektir.

22:5 ‹‹Tarlada ya da bağda hayvanlarını otlatan bir adam, hayvanlarının başkasının tarlasında otlamasına izin verirse, zararı kendi tarlasının ya da bağının en iyi ürünleriyle ödeyecektir.

22:6 ‹‹Birinin yaktığı ateş dikenlere sıçrar, ekin demetleri, tarladaki ekin ya da tarla yanarsa, yangın çıkaran kişi zararı ödeyecektir.

22:7 ‹‹Biri komşusuna saklasın diye parasını ya da eşyasını emanet eder ve bunlar komşusunun evinden çalınırsa, hırsız yakalandığında iki katını ödemelidir.

22:8 Ama hırsız yakalanmazsa, komşusunun eşyasına el uzatıp uzatmadığının anlaşılması için ev sahibi yargıç huzuruna çıkmalıdır.

22:9 Emanete ihanet edilen konularda, öküz, eşek, koyun, giysi, herhangi bir kayıp eşya için ‹Bu benimdir› diyen her iki taraf sorunu yargıcın huzuruna getirmelidir. Yargıcın suçlu bulduğu kişi komşusuna iki kat ödeyecektir.

22:10 ‹‹Bir adam komşusuna korusun diye eşek, öküz, koyun ya da herhangi bir hayvan emanet ettiğinde, hayvan ölür, sakatlanır ya da kimse görmeden çalınırsa,

22:11 komşusu adamın malına el uzatmadığına ilişkin RABbin huzurunda ant içmelidir. Mal sahibi bunu kabul edecek ve komşusu bir şey ödemeyecektir.

22:12 Ama mal gerçekten ondan çalınmışsa, karşılığı sahibine ödenmelidir.

22:13 Emanet hayvan parçalanmışsa, adam parçalarını kanıt olarak göstermelidir. Parçalanan hayvan için bir şey ödemeyecektir.

22:14 ‹‹Biri komşusundan bir hayvan ödünç alır, sahibi yokken hayvan sakatlanır ya da ölürse, karşılığını ödemelidir.

22:15 Ama sahibi hayvanla birlikteyse, ödünç alan karşılığını ödemeyecektir. Hayvan kiralanmışsa, kayıp ödenen kiraya sayılmalıdır.››

22:16 ‹‹Eğer biri nişanlı olmayan bir kızı aldatıp onunla yatarsa, başlık parasını ödemeli ve onunla evlenmelidir.

22:17 Babası kızını ona vermeyi reddederse, adam normal başlık parası neyse onu ödemelidir.

22:18 ‹‹Büyücü kadını yaşatmayacaksınız.

22:19 ‹‹Hayvanlarla cinsel ilişki kuran herkes öldürülecektir.

22:20 ‹‹RABden başka bir ilaha kurban kesen ölüm cezasına çarptırılacaktır.

22:21 ‹‹Yabancıya haksızlık ve baskı yapmayacaksınız. Çünkü siz de Mısırda yabancıydınız.

22:22 ‹‹Dul ve öksüz hakkı yemeyeceksiniz.

22:23 Yerseniz, bana feryat ettiklerinde onları kesinlikle işitirim.

22:24 Öfkem alevlenir, sizi kılıçtan geçirtirim. Kadınlarınız dul, çocuklarınız öksüz kalır.

22:25 ‹‹Halkıma, aranızda yaşayan bir yoksula ödünç para verirseniz, ona tefeci gibi davranmayacaksınız. Üzerine faiz eklemeyeceksiniz.

22:26 Komşunuzun abasını rehin alırsanız, gün batmadan geri vereceksiniz.

22:27 Çünkü tek örtüsü abasıdır, ancak onunla örtünebilir. Onsuz nasıl yatar? Bana feryat ederse işiteceğim, çünkü ben iyilikseverim.

22:28 ‹‹Tanrıya sövmeyeceksiniz. Halkınızın önderine lanet etmeyeceksiniz.

22:29 ‹‹Ürününüzü ve şıranızı sunmakta gecikmeyeceksiniz. İlk doğan oğullarınızı bana vereceksiniz.

22:30 Öküzlerinize, davarlarınıza da aynı şeyi yapacaksınız. Yedi gün analarıyla kalacaklar, sekizinci gün onları bana vereceksiniz.

22:31 ‹‹Benim kutsal halkım olacaksınız. Bunun içindir ki, kırda parçalanmış hayvanların etini yemeyecek, köpeklerin önüne atacaksınız.››

23:1 ‹‹Yalan haber taşımayacaksınız. Haksız yere tanıklık ederek kötü kişiye yan çıkmayacaksınız.

23:2 ‹‹Kötülük yapan kalabalığı izlemeyeceksiniz. Bir davada çoğunluktan yana konuşarak adaleti saptırmayacaksınız.

23:3 Duruşmada yoksulu kayırmayacaksınız.

23:4 ‹‹Düşmanınızın yolunu şaşırmış öküzüne ya da eşeğine rastlarsanız, onu kendisine geri götüreceksiniz.

23:5 Sizden nefret eden kişinin eşeğini yük altında çökmüş görürseniz, kendi haline bırakıp gitmeyecek, ona yardımcı olacaksınız.

23:6 ‹‹Duruşmada yoksula karşı adaleti saptırmayacaksınız.

23:7 Yalandan uzak duracak, suçsuz ve doğru kişiyi öldürmeyeceksiniz. Çünkü ben kötü kişiyi aklamam.

23:8 ‹‹Rüşvet almayacaksınız. Çünkü rüşvet göreni kör eder, haklıyı haksız çıkarır.

23:9 ‹‹Yabancıya baskı yapmayacaksınız. Yabancılığın ne olduğunu bilirsiniz. Çünkü siz de Mısırda yabancıydınız.

23:10 ‹‹Toprağınızı altı yıl ekecek, ürününü toplayacaksınız.

23:11 Ama yedinci yıl nadasa bırakacaksınız; öyle ki, halkınızın arasındaki yoksullar yiyecek bulabilsin, onlardan artakalanı da yabanıl hayvanlar yesin. Bağınıza ve zeytinliğinize de aynı şeyi yapın.

23:12 ‹‹Altı gün çalışacak, yedinci gün dinleneceksiniz. Böylece hem öküzünüz, eşeğiniz dinlenir, hem de kadın kölenizin oğulları ve yabancılar rahat eder.

23:13 ‹‹Söylediğim her şeyi yerine getirin. Başka ilahların adını anmayın, ağzınıza almayın.››

23:14 ‹‹Yılda üç kez bana bayram yapacaksınız.

23:15 Size buyurduğum gibi, Aviv ayının belirli günlerinde yedi gün mayasız ekmek yiyerek Mayasız Ekmek Bayramını kutlayacaksınız. Çünkü Mısırdan o ay çıktınız. ‹‹Kimse huzuruma eli boş çıkmasın.

23:16 ‹‹Tarlaya ektiğiniz ürünleri biçtiğinizde ilk ürünlerle Hasat Bayramını kutlayacaksınız. ‹‹Yıl sonunda tarladan ürünlerinizi topladığınızda Ürün Devşirme Bayramını kutlayacaksınız.

23:17 ‹‹Bütün erkekleriniz yılda üç kez ben Egemen RABbin huzuruna çıkacaklar.

23:18 ‹‹Evinizde maya bulunduğu sürece bana kurban kesmeyeceksiniz. ‹‹Bayramda bana kurban edilen hayvanın yağı sabaha bırakılmamalı.

23:19 ‹‹Toprağınızın seçme ilk ürünlerini Tanrınız RABbin Tapınağına getireceksiniz. ‹‹Oğlağı anasının sütünde haşlamayacaksınız.››

23:20 ‹‹Yolda sizi koruması, hazırladığım yere götürmesi için önünüzden bir melek gönderiyorum.

23:21 Ona dikkat edin, sözünü dinleyin, başkaldırmayın. Çünkü beni temsil ettiği için başkaldırınızı bağışlamaz.

23:22 Ama onun sözünü dikkatle dinler, bütün söylediklerimi yerine getirirseniz, düşmanlarınıza düşman, hasımlarınıza hasım olacağım.

23:23 Meleğim önünüzden gidecek, sizi Amor, Hitit, Periz, Kenan, Hiv ve Yevus topraklarına götürecek. Onları yok edeceğim.

23:24 Onların ilahları önünde eğilmeyecek, tapınmayacaksınız; törelerini izlemeyeceksiniz. Tersine, ilahlarını yok edecek, dikili taşlarını büsbütün parçalayacaksınız.

23:25 Tanrınız RABbe tapacaksınız. Ekmeğinizi, suyunuzu bereketli kılacak, aranızdaki hastalıkları yok edeceğim.

23:26 Ülkenizde kısır ve çocuk düşüren kadın olmayacak. Size uzun ömür vereceğim.

23:27 ‹‹Dehşetimi önünüzden gönderecek, karşılaşacağınız bütün halkları şaşkına çevireceğim. Düşmanlarınız önünüzden kaçacak.

23:28 Hivlileri, Kenanlıları, Hititleri önünüzden kovmaları için önünüzsıra eşekarısıfü göndereceğim.

23:29 Ama onları bir yıl içinde kovmayacağım. Yoksa ülke viran olur, yabanıl hayvanlar çoğaldıkça çoğalır, sayıları sizi aşar.

23:30 Siz çoğalıncaya, toprağı yurt edininceye dek onları azar azar kovacağım. bilinmiyor. Dehşet ya da bir çeşit hastalık anlamına da gelebilir.

23:31 ‹‹Sınırlarınızı Kızıldenizden Filist Denizine, çölden Fırat Irmağına kadar genişleteceğim. Ülke halkını elinize teslim edeceğim. Onları önünüzden kovacaksınız.

23:32 Onlarla ya da ilahlarıyla antlaşma yapmayacaksınız.

23:33 Onları ülkenizde barındırmayacaksınız. Yoksa bana karşı günah işlemenize neden olurlar. İlahlarına taparsanız, size tuzak olur.››

24:1 RAB Musaya, ‹‹Sen, Harun, Nadav, Avihu ve İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişi bana gelin›› dedi, ‹‹Bana uzaktan tapın.

24:2 Yalnız sen bana yaklaşacaksın. Ötekiler yaklaşmamalı. Halk seninle dağa çıkmamalı.››

24:3 Musa gidip RABbin bütün buyruklarını, ilkelerini halka anlattı. Herkes bir ağızdan, ‹‹RABbin her söylediğini yapacağız›› diye karşılık verdi.

24:4 Musa RABbin bütün buyruklarını yazdı. Sabah erkenden kalkıp dağın eteğinde bir sunak kurdu, İsrailin on iki oymağını simgeleyen on iki taş sütun dikti.

24:5 Sonra İsrailli gençleri gönderdi. Onlar da RABbe yakmalık sunular sundular, esenlik kurbanları olarak boğalar kestiler.

24:6 Musa kanın yarısını leğenlere doldurdu, öbür yarısını sunağın üzerine döktü.

24:7 Sonra antlaşma kitabını alıp halka okudu. Halk, ‹‹RABbin her söylediğini yapacağız, Onu dinleyeceğiz›› dedi.

24:8 Musa leğenlerdeki kanı halkın üzerine serpti ve, ‹‹Bütün bu sözler uyarınca, RABbin sizinle yaptığı antlaşmanın kanı budur›› dedi.

24:9 Sonra Musa, Harun, Nadav, Avihu ve İsrail ileri gelenlerinden yetmiş kişi dağa çıkarak

24:10 İsrailin Tanrısını gördüler. Tanrının ayakları altında laciverttaşını andıran bir döşeme vardı. Gök gibi duruydu.

24:11 Tanrı İsrail soylularına zarar vermedi. Tanrıyı gördüler, sonra yiyip içtiler.

24:12 RAB Musaya, ‹‹Dağa, yanıma gel›› dedi, ‹‹Burada bekle, halkın öğrenmesi için üzerine yasalarla buyrukları yazdığım taş levhaları sana vereceğim.››

24:13 Musayla yardımcısı Yeşu hazırlandılar. Musa Tanrı Dağına çıkarken,

24:14 İsrail ileri gelenlerine, ‹‹Geri dönünceye kadar bizi burada bekleyin›› dedi, ‹‹Harunla Hur aranızda; kimin sorunu olursa onlara başvursun.››

24:15 Musa dağa çıkınca, bulut dağı kapladı.

24:16 RABbin görkemi Sina Dağının üzerine indi. Bulut dağı altı gün örttü. Yedinci gün RAB bulutun içinden Musaya seslendi.

24:17 RABbin görkemi İsraillilere dağın doruğunda yakıcı bir ateş gibi görünüyordu.

24:18 Musa bulutun içinden dağa çıktı. Kırk gün kırk gece dağda kaldı.

25:1 RAB Musaya şöyle dedi:

25:2 ‹‹İsraillilere söyle, bana armağan getirsinler. Gönülden veren herkesin armağanını alın.

25:3 Onlardan alacağınız armağanlar şunlardır: Altın, gümüş, tunç;

25:4 lacivert, mor, kırmızı iplik; ince keten, keçi kılı,

25:5 deri, kırmızı boyalı koç derisi, akasya ağacı,

25:6 kandil için zeytinyağı, mesh yağıyla güzel kokulu buhur için baharat,

25:7 başkâhinin efoduyla göğüslüğü için oniks ve öbür kakma taşlar.

25:8 ‹‹Aralarında yaşamam için bana kutsal bir yer yapsınlar.

25:9 Konutu ve eşyalarını sana göstereceğim örneğe tıpatıp uygun yapın.››

25:10 ‹‹Akasya ağacından bir sandık yapsınlar. Boyu iki buçuk, eni ve yüksekliği birer buçuk arşın olsun.

25:11 İçini de dışını da saf altınla kapla. Çevresine altın pervaz yap.

25:12 Dört altın halka döküp dört ayağına tak. İkisi bir yanda, ikisi öbür yanda olacak.

25:13 Akasya ağacından sırıklar yapıp altınla kapla.

25:14 Sandığın taşınması için sırıkları yanlardaki halkalara geçir.

25:15 Sırıklar sandığın halkalarında kalacak, çıkarılmayacak.

25:16 Antlaşmanın taş levhalarını sana vereceğim. Onları sandığın içine koy.

25:17 ‹‹Saf altından bir Bağışlanma Kapağı yap. Boyu iki buçuk, eni bir buçuk arşın olacak.

25:18 Kapağın iki kenarına dövme altından birer Keruv yap.

25:19 Keruvlardan birini bir kenara, öbürünü öteki kenara, kapakla tek parça halinde yap.

25:20 Keruvlar yukarı doğru açık kanatlarıyla kapağı örtecek. Yüzleri birbirine dönük olacak ve kapağa bakacak.

25:21 Kapağı sandığın üzerine, sana vereceğim taş levhaları ise sandığın içine koy.

25:22 Seninle orada, Levha Sandığının üstündeki Keruvlar arasında, Bağışlanma Kapağının üzerinde görüşeceğim ve İsrailliler için sana buyruklar vereceğim.›› ‹‹Kapporet›› sözcüğü Tanrının öfkesinin yatıştırıldığı, halkının günahlarının bağışlanıp Tanrıyla barıştırıldığı özel yeri ifade ediyordu.

25:23 ‹‹Akasya ağacından bir masa yap. Boyu ikifç, eni bir, yüksekliği bir buçuk arşın olacak.

25:24 Masayı saf altınla kapla. Çevresine altın pervaz yap.

25:25 Pervazın çevresine dört parmak eninde bir kenarlık yaparak altın pervazla çevir.

25:26 Masa için dört altın halka yap, dört ayak üzerindeki dört köşeye yerleştir.

25:27 Masanın taşınması için sırıkların içinden geçeceği halkalar kenarlığa yakın olmalı.

25:28 Sırıkları akasya ağacından yap, altınla kapla. Masa onlarla taşınacak.

25:29 Masa için saf altından tabaklar, sahanlar, dökmelik sunu testileri, tasları yap.

25:30 Ekmekleri sürekli olarak huzuruma, masanın üzerine koyacaksın.››

25:31 ‹‹Saf altından bir kandillik yap. Ayağı, gövdesi dövme altın olsun. Çanak, tomurcuk ve çiçek motifleri kendinden olsun.

25:32 Kandillik üç kolu bir yanda, üç kolu öteki yanda olmak üzere altı kollu olacak.

25:33 Her kolda badem çiçeğini andıran üç çanak, tomurcuk ve çiçek motifi bulunacak. Altı kol da aynı olacak.

25:34 Kandilliğin gövdesinde badem çiçeğini andıran dört çanak, tomurcuk ve çiçek motifi olacak.

25:35 Kandillikten yükselen ilk iki kolun, ikinci iki kolun, üçüncü iki kolun altında kendinden birer tomurcuk bulunacak. Toplam altı kol olacak.

25:36 Tomurcukları, kolları tek parça olan kandillik saf dövme altından olacak.

25:37 ‹‹Kandillik için yedi kandil yap; kandiller karşısını aydınlatacak biçimde yerleştirilsin.

25:38 Fitil maşaları, tablaları saf altından olacak.

25:39 Bütün takımları dahil kandilliğe bir talant saf altın harcanacak.

25:40 Her şeyi sana dağda gösterilen örneğe göre yapmaya dikkat et.››

26:1 ‹‹Tanrının Konutunu on perdeden yap. Perdeler lacivert, mor, kırmızı iplikle özenle dokunmuş ince ketenden olsun, üzeri Keruvlarla ustaca süslensin.

26:2 Her perdenin boyu yirmi sekiz, eni dört arşın olmalı. Bütün perdeler aynı ölçüde olacak.

26:3 Perdeler beşer beşer birbirine eklenerek iki takım perde yapılacak.

26:4 Birinci takımın kenarına lacivert ilmekler aç. Öbür takımın kenarına da aynı şeyi yap.

26:5 Birinci takımın ilk perdesiyle ikinci takımın son perdesine ellişer ilmek aç. İlmekler birbirine karşı olmalı.

26:6 Elli altın kopça yap, perdeleri kopçalayarak çadırı birleştir. Böylece konut tek parça haline gelecek.

26:7 ‹‹Konutun üstünü kaplayacak çadır için keçi kılından on bir perde yap.

26:8 Her perdenin boyu otuzfı, eni dört arşın olacak. On bir perde de aynı ölçüde olmalı.

26:9 Beş perde birbirine, altı perde birbirine birleştirilecek. Altıncı perdeyi çadırın önünde katla.

26:10 Her iki perde takımının kenarlarına ellişer ilmek aç.

26:11 Elli tunç kopça yap, kopçaları ilmeklere geçir ki, çadır tek parça haline gelsin.

26:12 Çadırın perdelerinden artan yarım perde konutun arkasından sarkacak.

26:13 Perdelerin uzun kenarlarından artan kumaş çadırın yanlarından birer arşın sarkarak konutu örtecek.

26:14 Çadır için kırmızı boyalı koç derilerinden bir örtü, onun üstüne de deriden başka bir örtü yap.

26:15 ‹‹Konut için akasya ağacından dikine çerçeveler yap.

26:16 Her çerçevenin boyu on, eni bir buçuk arşın olacak.

26:17 Çerçevelerin birbirine uyan iki paralel çıkıntısı olacak. Konutun bütün çerçevelerini aynı biçimde yapacaksın.

26:18 Konutun güneyi için yirmi çerçeve yap.

26:19 Her çerçevenin altında iki çıkıntı için birer taban olmak üzere, yirmi çerçevenin altında kırk gümüş taban yap.

26:20 Konutun öbür yanı, yani kuzeyi için de yirmi çerçeve ve her çerçevenin altında iki taban olmak üzere kırk gümüş taban yap.

26:22 Konutun batıya bakacak arka tarafı için altı çerçeve yap.

26:23 Arkada konutun köşeleri için iki çerçeve yap.

26:24 Bu köşe çerçevelerinin alt tarafı ayrı kalacak, üst tarafı ise birinci halkayla birleştirilecek. İki köşeyi oluşturan iki çerçeve aynı biçimde olacak.

26:25 Böylece sekiz çerçeve ve her çerçevenin altında iki taban olmak üzere on altı gümüş taban olacak.

26:26 ‹‹Konutun bir yanındaki çerçeveler için beş, öbür yanındaki çerçeveler için beş, batıya bakan arka tarafındaki çerçeveler için de beş olmak üzere akasya ağacından kirişler yap.

26:28 Çerçevelerin ortasındaki kiriş çadırın bir ucundan öbür ucuna geçecek.

26:29 Çerçeveleri ve kirişleri altınla kapla, kirişlerin geçeceği halkaları da altından yap.

26:30 ‹‹Konutu dağda sana gösterilen plana göre yap.

26:31 ‹‹Lacivert, mor, kırmızı iplikle özenle dokunmuş ince ketenden bir perde yap; üzerini Keruvlarla ustaca süsle.

26:32 Dört gümüş taban üstünde duran akasya ağacından altın kaplı dört direk üzerine as. Çengelleri altın olacak.

26:33 Perdeyi kopçaların altına asıp Levha Sandığını perdenin arkasına koy. Perde Kutsal Yerle En Kutsal Yeri birbirinden ayıracak.

26:34 Bağışlanma Kapağını En Kutsal Yerde bulunan Levha Sandığının üzerine koy.

26:35 Masayı perdenin öbür tarafına, konutun kuzeye bakan yanına yerleştir; kandilliği masanın karşısına, konutun güney tarafına koy.

26:36 ‹‹Çadırın giriş bölümüne lacivert, mor, kırmızı iplikle özenle dokunmuş ince ketenden nakışlı bir perde yap.

26:37 Perdeyi asmak için akasya ağacından beş direk yap, altınla kapla. Çengelleri de altın olacak. Direkler için tunçtan beş taban dök.››

27:1 ‹‹Sunağı akasya ağacından kare biçiminde yap. Eni ve boyu beşer arşın, yüksekliği üç arşın olacak.

27:2 Dört üst köşesine kendinden boynuzlar yaparak hepsini tunçla kapla.

27:3 Sunak için yağ ve kül kovaları, kürekler, çanaklar, büyük çatallar, ateş kapları yap. Tümü tunç olacak.

27:4 Ağ biçiminde tunç bir ızgara da yap, dört köşesine birer tunç halka tak.

27:5 Izgarayı sunağın kenarının altına koy. Öyle ki, aşağı doğru sunağın yarısına yetişsin.

27:6 Sunak için akasya ağacından sırıklar yap, tunçla kapla.

27:7 Sırıklar halkalara geçirilecek ve sunak taşınırken iki yanında olacak.

27:8 Sunağı tahtadan, içi boş yapacaksın. Tıpkı dağda sana gösterildiği gibi olacak.››

27:9 ‹‹Konuta bir avlu yap. Avlunun güney tarafı için yüz arşın boyunda, özenle dokunmuş ince keten perdeler yapacaksın.

27:10 Perdeler için yirmi direk yapılacak; direklerin tabanları tunç, çengelleri ve çengel çemberleri gümüş olacak.

27:11 Kuzey tarafı için yüz arşın boyunda perdeler, yirmi direk, direkler için yirmi tunç taban yapılacak. Direklerin çengelleriyle çemberleri gümüşten olacak.

27:12 ‹‹Avlunun batı tarafı için elli arşınfö boyunda perde, on direk, on taban yapılacak.

27:13 Doğuya bakan tarafta avlunun eni elli arşın olacak.

27:14 Girişin bir tarafında on beş arşın boyunda perde, üç direk ve üç taban olacak.

27:15 Girişin öbür tarafında da on beş arşın boyunda perde, üç direk ve üç taban olacak.

27:16 ‹‹Avlunun girişinde lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden yirmi arşın boyunda nakışlı bir perde olacak. Dört direği ve dört tabanı bulunacak.

27:17 Avlunun çevresindeki bütün direkler gümüş çemberlerle donatılacak. Çengelleri gümüş, tabanları tunç olacak.

27:18 Avlunun boyu yüz, eni elli, çevresindeki perdelerin yüksekliği beş arşın olacak. Perdeleri özenle dokunmuş ince ketenden, tabanları tunçtan olacak.

27:19 Konutta her türlü hizmet için kullanılacak bütün aletler, konutun ve avlunun bütün kazıkları da tunçtan olacak.››

27:20 ‹‹İsrail halkına buyruk ver, kandilin sürekli yanıp ışık vermesi için saf sıkma zeytinyağı getirsinler.

27:21 Harun'la oğulları kandilleri benim huzurumda, Buluşma Çadırı'ndafş, Levha Sandığı'nın önündeki perdenin dışında, akşamdan sabaha kadar yanar tutacaklar. İsrailliler için kuşaklar boyunca sürekli bir kural olacak bu.›› (bkz. Çık.33:7-10).

28:1 ‹‹Bana kâhinlik etmeleri için İsrailliler arasından ağabeyin Harunu, oğulları Nadav, Avihu, Elazar ve İtamarı yanına al.

28:2 Ağabeyin Haruna görkem ve saygınlık kazandırmak için kutsal giysiler yap.

28:3 Bilgelik verdiğim becerikli adamlara söyle, Haruna giysi yapsınlar. Öyle ki, bana kâhinlik etmek için kutsal kılınmış olsun.

28:4 Yapacakları giysiler şunlardır: Göğüslük, efod, kaftan, nakışlı mintan, sarık, kuşak. Bana kâhinlik etmeleri için ağabeyin Haruna ve oğullarına bu kutsal giysileri yapacaklar.

28:5 Altın sırma, lacivert, mor, kırmızı iplik, ince keten kullanacaklar.››

28:6 ‹‹Efodu altın sırmayla, lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden ustaca yapacaklar.

28:7 Bağlanabilmesi için iki köşesine takılmış ikişer omuzluğu olacak.

28:8 Efodun üzerinde efod gibi ustaca dokunmuş bir şerit olacak. Efodun bir parçası gibi lacivert, mor, kırmızı iplikle, altın sırmayla, özenle dokunmuş ince ketenden olacak.

28:9 İki oniks taşı alacak, İsrailoğullarının adlarını, doğuş sırasına göre altısını birinin, altısını ötekinin üzerine oyacaksın.

28:11 İsrailoğullarının adlarını bu iki taşın üzerine usta oymacıların mühür oyduğu gibi oyacaksın. Taşları altın yuvalar içine koyduktan sonra İsraillilerin anılması için efodun omuzluklarına tak. Harun, anılmaları için onların adlarını RABbin önünde iki omuzunda taşıyacak.

28:13 Altın yuvalar ve saf altından iki zincir yap. Zincirleri örme kordon gibi yapıp yuvalara yerleştir.››

28:15 ‹‹Usta işi bir karar göğüslüğü yap. Onu da efod gibi, altın sırmayla, lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden yap.

28:16 Dört köşe, eni ve boyu birer karış olacak; ikiye katlanacak.

28:17 Üzerine dört sıra taş yuvası kak. Birinci sırada yakut, topaz, zümrüt;

28:18 ikinci sırada firuze, laciverttaşı, aytaşı;

28:19 üçüncü sırada gökyakut, agat, ametist;

28:20 dördüncü sırada sarı yakut, oniks ve yeşim olacak. Taşlar altın yuvalara kakılacak.

28:21 On iki taş olacak. Üzerlerine mühür oyar gibi İsrailoğullarının adları bir bir oyulacak. Bu taşlar İsrailin on iki oymağını simgeleyecek.

28:22 ‹‹Göğüslük için saf altından örme zincirler yap.

28:23 İki altın halka yap, göğüslüğün üst iki köşesine birer halka koy.

28:24 İki örme altın zinciri göğüslüğün köşelerindeki halkalara tak.

28:25 Zincirlerin öteki iki ucunu iki yuvanın üzerinden geçirerek efodun ön tarafına, omuzlukların üzerine bağla.

28:26 İki altın halka daha yap; her birini göğüslüğün alt iki köşesine, efoda bitişik iç kenarına tak.

28:27 İki altın halka daha yap; efodun önündeki omuzluklara alttan, dikişe yakın, ustaca dokunmuş şeridin yukarısına tak.

28:28 Göğüslüğün halkalarıyla efodun halkaları lacivert kordonla birbirine bağlanacak. Öyle ki, göğüslük efodun ustaca dokunmuş şeridinin yukarısında kalsın ve efoddan ayrılmasın.

28:29 ‹‹Harun Kutsal Yere girerken, İsrailoğullarının adlarının yazılı olduğu karar göğüslüğünü yüreğinin üzerinde taşıyacak. Öyle ki, ben, RAB halkımı sürekli anımsayayım.

28:30 Urimle Tummimi karar göğüslüğünün içine koy; öyle ki, Harun ne zaman huzuruma çıksa yüreğinin üzerinde olsunlar. Böylece Harun İsrailoğullarının karar vermek için kullandıkları Urimle Tummimi RABbin huzurunda sürekli yüreğinin üzerinde taşıyacak.››

28:31 ‹‹Efodun altına giyilen kaftanı salt lacivert iplikten yap.

28:32 Ortasında baş geçecek kadar bir boşluk bırak. Yırtılmaması için boşluğun kenarlarını yaka gibi dokuyarak çevir.

28:33 Kaftanın kenarını çepeçevre lacivert, mor, kırmızı iplikten nar motifleriyle beze, aralarına altın çıngıraklar tak.

28:34 Eteğin ucu bir altın çıngırak, bir nar, bir altın çıngırak, bir nar olmak üzere çepeçevre kaplanacak.

28:35 Harun hizmet ederken bu kaftanı giyecek. En Kutsal Yere, huzuruma girip çıkarken duyulan çıngırak sesi onun ölmediğini gösterecek.

28:36 ‹‹Saf altından bir levha yap ve üzerine mühür oyar gibi ‹RABbe adanmıştır› sözünü oy;

28:37 lacivert bir kordonla sarığın ön tarafına bağla.

28:38 Harun onu alnında taşıyacak. İsrailliler kutsal bağışlarını getirirken suç işlemişlerse, suçlarını Harun taşıyacak; onlar önümde kabul görsün diye levha sürekli Harunun alnında bulunacak.

28:39 ‹‹İnce ketenden işlemeli bir mintan doku, ince ketenden bir sarık, bir de nakışlı kuşak yap.

28:40 ‹‹Harunun oğullarına mintanlar, kuşaklar, görkem ve saygınlık kazandıracak başlıklar yap.

28:41 Bu giysileri ağabeyin Haruna ve oğullarına giydir; sonra bana kâhinlik etmeleri için onları meshedip ata ve kutsal kıl.

28:42 ‹‹Edep yerlerini örtmek için onlara keten donlar yap. Boyu belden uyluğa kadar olacak.

28:43 Harun'la oğulları Buluşma Çadırı'na girdiklerinde ya da Kutsal Yer'de hizmet etmek üzere sunağa yaklaştıklarında, suç işleyip ölmemek için bu donları giyecekler. Harun ve soyundan gelenler için sürekli bir kural olacak bu.››

29:1 ‹‹Bana kâhinlik edebilmeleri için, Harunla oğullarını kutsal kılmak üzere şunları yap: Bir boğa ile iki kusursuz koç al.

29:2 İnce buğday unundan mayasız ekmek, zeytinyağıyla yoğrulmuş mayasız pideler, üzerine yağ sürülmüş mayasız yufkalar yap.

29:3 Bunları bir sepete koyup boğa ve iki koçla birlikte bana getir.

29:4 Harunla oğullarını Buluşma Çadırının giriş bölümüne getirip yıka.

29:5 Giysileri al; mintanı, efodun altına giyilen kaftanı, efodu ve göğüslüğü Haruna giydir. Efodun ustaca dokunmuş şeridini bağla.

29:6 Başına sarığı sar, üzerine de kutsal tacı koy.

29:7 Sonra mesh yağını al, başına dökerek onu meshet.

29:8 Harunun oğullarını öne çıkarıp onlara mintan giydir.

29:9 Bellerine kuşak bağla, başlarına başlık koy. Kalıcı bir kural olarak kâhinlik onların işi olacak. Böylece Harunla oğullarını atamış olacaksın.

29:10 ‹‹Boğayı Buluşma Çadırının önüne getir, Harunla oğulları ellerini boğanın başına koysunlar.

29:11 Boğayı huzurumda, Buluşma Çadırının giriş bölümünde keseceksin.

29:12 Kanını parmağınla sunağın boynuzlarına sür, artan kanı sunağın dibine dök.

29:13 Hayvanın bağırsak ve işkembe yağlarını, karaciğer perdesini, böbreklerini ve böbrek yağlarını sunağın üzerinde yakacaksın.

29:14 Etini, derisini, gübresini de ordugahın dışında yak. Bu günah sunusudur.

29:15 ‹‹Bir koç getir, Harunla oğulları ellerini koçun başına koysunlar.

29:16 Koçu sen kes. Kanını sunağın her yanına dök.

29:17 Koçu parçalara ayırıp bağırsaklarını, işkembesini, ayaklarını yıka, başla öteki parçaların yanına koy.

29:18 Sonra koçun tümünü sunağın üzerinde yak. Bu RABbe sunulan yakmalık sunu, RABbi hoşnut eden koku, Onun için yakılan sunudur.

29:19 ‹‹Öteki koçu getir, Harunla oğulları ellerini koçun başına koysunlar.

29:20 Koçu sen kes. Kanını Harunla oğullarının sağ kulak memelerine, sağ el ve ayaklarının baş parmaklarına sür. Artan kanı sunağın her yanına dök.

29:21 Sunağın üzerindeki kanı ve mesh yağını Harunla oğullarının ve giysilerinin üzerine serp. Böylece Harunla oğulları ve giysileri kutsal kılınmış olacak.

29:22 ‹‹Koçun yağını, kuyruk yağını, bağırsak ve işkembe yağlarını, karaciğer perdesini, böbreklerini, böbrek yağlarını ve sağ budunu al. -Çünkü bu, biri göreve atanırken kesilen koçtur.-

29:23 Huzurumdaki mayasız ekmek sepetinden bir somun, yağlı pide ve yufka al,

29:24 hepsini Harunla oğullarının eline ver. Bunları benim huzurumda sallamalık sunu olarak salla,

29:25 sonra ellerinden alıp sunakta yakmalık sunuyla birlikte beni hoşnut eden koku olarak yak. Bu, RAB için yakılan sunudur.

29:26 ‹‹Harunun atanması için sunulacak koçun döşünü huzurumda sallamalık sunu olarak salla. O döş senin payın olacak.

29:27 Harunla oğullarının atanması için kesilen koçun sallanmış olan döşüyle bağış olarak sunulan budunu bana ayır.

29:28 İsrailliler bunları sürekli Harunla oğullarının payına ayıracak. Bu, İsraillilerin RABbe sunduğu esenlik kurbanlarından biridir.

29:29 ‹‹Harunun kutsal giysileri, kendinden sonra oğullarına kalacak. Meshedilip atanırlarken bu giysileri giyecekler.

29:30 Harunun yerine kâhin olan oğlu, Kutsal Yerde hizmet etmek üzere Buluşma Çadırına girdiğinde yedi gün bu giysileri giyecek.

29:31 ‹‹Harunla oğulları göreve atanırken kesilen koçun etini kutsal bir yerde haşlayacaksın. Haşlanan eti ve sepetteki ekmeği Buluşma Çadırının giriş bölümünde yiyecekler.

29:33 Atanıp kutsal kılınmaları için günahları bağışlatan bu sunuları yalnız onlar yiyebilir. Yabancı biri yiyemez, çünkü bu sunular kutsaldır.

29:34 Atanmaları için kesilen kurbanın etinden ya da ekmekten sabaha artan olursa, yakacaksın. Bunlar yenmeyecek, çünkü kutsaldır.

29:35 ‹‹Harunla oğulları için sana buyurduklarımın hepsini yap. Atanmaları yedi gün sürecek.

29:36 Günah bağışlatmak için günah sunusu olarak her gün bir boğa sunacaksın. Sunağı arındırmak için günah sunusu sun, kutsal kılmak için de meshet.

29:37 Yedi gün sunağı arındırarak kutsal kılacaksın. Böylece sunak çok kutsal olacak. Ona dokunan her şey de kutsal sayılacaktır.››

29:38 ‹‹Düzenli olarak her gün sunağın üzerinde bir yaşında iki erkek kuzu sunacaksınız.

29:39 Kuzunun birini sabah, öbürünü akşamüstü sunun.

29:40 Kuzuyla birlikte dörtte bir hin sıkma zeytinyağıyla yoğrulmuş onda bir efafü ince un ve dökmelik sunu olarak dörtte bir hin şarap sunacaksınız.

29:41 Öbür kuzuyu akşamüstü, beni hoşnut eden koku, yakılan sunu olarak, sabahki gibi tahıl sunusu ve dökmelik sunuyla birlikte bana sunacaksınız.

29:42 ‹‹Bu yakmalık sunu Buluşma Çadırının giriş bölümünde, RABbin huzurunda, kuşaklar boyu sürekli sunulacaktır. Musayla konuşmak için İsrail halkıyla orada buluşacağım.

29:43 İsraillilerle buluşurken çadır görkemimle kutsal kılınacak.

29:44 ‹‹Buluşma Çadırını ve sunağı kutsal kılacak, Harunla oğullarını bana kâhinlik etmeleri için görevlendireceğim.

29:45 İsrailliler arasında yaşayacak, onların Tanrısı olacağım.

29:46 Anlayacaklar ki, aralarında yaşamak için onları Mısır'dan çıkaran Tanrıları RAB benim. Tanrıları RAB benim.››

30:1 ‹‹Üzerinde buhur yakmak için akasya ağacından bir sunak yap.

30:2 Kare biçiminde, boyu ve eni birer arşın, yüksekliği iki arşın, boynuzları kendinden olacak.

30:3 Üstünü, yanlarını, boynuzlarını saf altınla kapla. Çevresine altın pervaz yap.

30:4 İki yandaki pervazın altına iki altın halka yap. Bunlar sunağın taşınması için sırıkların geçmesine yarayacak.

30:5 Sırıkları akasya ağacından yap ve altınla kapla.

30:6 Sunağı Levha Sandığının karşısındaki perdenin, sandığın üzerindeki Bağışlanma Kapağının önüne, seninle buluşacağım yere koy.

30:7 ‹‹Harun her sabah kandillerin bakımını yaparken sunağın üzerinde güzel kokulu buhur yakacak.

30:8 Akşamüstü kandilleri yakarken yine buhur yakacak. Böylece huzurumda kuşaklar boyunca sürekli buhur yanacak.

30:9 Sunağın üzerinde başka buhur, yakmalık sunu ya da tahıl sunusu sunmayacaksınız; üzerine dökmelik sunu dökmeyeceksiniz.

30:10 Harun yılda bir kez sunağın boynuzlarını arındıracak. Kuşaklarınız boyunca yılda bir kez günahları bağışlatmak için sunulan sununun kanıyla sunağı arındıracak. Sunak ben RAB için çok kutsaldır.››

30:11 RAB Musaya şöyle dedi:

30:12 ‹‹İsraillilerin sayımını yaptığın zaman, herkes canına karşılık bana bedel ödeyecektir. Öyle ki, sayım yapılırken başlarına bela gelmesin.

30:13 Sayılan herkes armağan olarak bana yarım kutsal yerin şekeli verecektir. -Bir şekel yirmi geradır.-

30:14 Sayılan yirmi yaşındaki ve daha yukarı yaştaki herkes bana armağan verecektir.

30:15 Canlarınızın bedeli olarak bu armağanı verdiğinizde, zengin yarım şekelden fazla, yoksul yarım şekelden eksik vermeyecek.

30:16 İsraillilerden bedel olarak verilen paraları toplayacak, Buluşma Çadırının hizmetinde kullanacaksın. Bu paralar canlarınızın bedeli olarak ben, RABbe İsraillileri hep anımsatacak.››

30:17 RAB Musaya şöyle dedi:

30:18 ‹‹Yıkanmak için tunç bir kazan yap. Ayaklığı da tunçtan olacak. Buluşma Çadırı ile sunağın arasına koyup içine su doldur.

30:19 Harunla oğulları ellerini, ayaklarını orada yıkayacaklar.

30:20 Buluşma Çadırına girmeden ya da RAB için yakılan sunuyu sunarak hizmet etmek üzere sunağa yaklaşmadan önce, ölmemek için ellerini, ayaklarını yıkamalılar. Harunla soyunun bütün kuşakları boyunca sürekli bir kural olacak bu.››

30:22 RAB Musaya şöyle dedi:

30:23 ‹‹Şu nadide baharatı al: 500 şekel sıvı mür, yarısı kadar, yani 250şer şekel güzel kokulu tarçın ve kamış,

30:24 500 kutsal yerin şekeli hıyarşembe, bir hin de zeytinyağı.

30:25 Bunlardan ıtriyatçı ustalığıyla güzel kokulu kutsal bir mesh yağı yap. Ona kutsal mesh yağı denecek.

30:26 Buluşma Çadırını, Levha Sandığını, masayla takımlarını, kandillikle takımlarını, buhur sunağını, yakmalık sunu sunağıyla bütün takımlarını, kazanı ve kazan ayaklığını hep bu yağla meshet.

30:29 Onları kutsal kıl ki, çok kutsal olsunlar. Onlara değen her şey kutsal sayılacaktır.

30:30 ‹‹Bana kâhin olmaları için Harunla oğullarını meshedip kutsal kıl.

30:31 İsraillilere de ki, ‹Kuşaklarınız boyunca bu kutsal mesh yağı yalnız benim için kullanılacak.

30:32 İnsan bedenine dökülmeyecek. Aynı reçeteyle benzeri yapılmayacak. O kutsaldır ve sizin için kutsal olacaktır.

30:33 Onun benzerini yapan ya da kâhin olmayan birinin üzerine döken herkes halkının arasından atılacaktır.› ››

30:34 Sonra RAB Musaya şöyle dedi: ‹‹Güzel kokulu baharat -kara günnük, onikafç, kasnı ve saf günnük- al. Hepsi aynı ölçüde olsun.

30:35 Bir ıtriyatçı ustalığıyla bunlardan güzel kokulu bir buhur yap. Tuzlanmış, saf ve kutsal olacak.

30:36 Birazını çok ince döv, Buluşma Çadırında seninle buluşacağım yere, Levha Sandığının önüne koy. Sizin için çok kutsal olacaktır.

30:37 Aynı reçeteyle kendinize buhur yapmayacaksınız. Onu RAB için kutsal sayacaksınız.

30:38 Kim koklamak için aynısını yaparsa halkının arasından atılacaktır.›› kabuğundan yapılan güzel kokulu bir baharat olduğu sanılıyor.

31:1 RAB Musaya şöyle dedi:

31:2 ‹‹Bak, Yahuda oymağından özellikle Hur oğlu Uri oğlu Besaleli seçtim.

31:3 Beceri, anlayış, bilgi ve her türlü ustalık vermek için onu ruhumla doldurdum.

31:4 Öyle ki, altın, gümüş, tunç işleyerek ustaca yapıtlar üretsin;

31:5 taş kesme ve kakmada, ağaç oymacılığında, her türlü sanat dalında çalışsın.

31:6 Ayrıca Dan oymağından Ahisamak oğlu Oholiavı onunla çalışması için görevlendirdim. Sana buyurduğum işlerin hepsini yapabilsinler diye öteki becerikli adamlara üstün yetenek verdim.

31:7 Buluşma Çadırını, Levha Sandığını, sandığın üzerindeki Bağışlanma Kapağını, çadırın bütün takımlarını,

31:8 masayla takımlarını, saf altın kandillikle takımlarını, buhur sunağını,

31:9 yakmalık sunu sunağıyla takımlarını, kazanla kazan ayaklığını,

31:10 dokunmuş giysileri -Kâhin Harunun kutsal giysileriyle oğullarının kâhin giysilerini-

31:11 mesh yağını, kutsal yer için güzel kokulu buhuru tam sana buyurduğum gibi yapsınlar.››

31:12 RAB Musaya şöyle buyurdu:

31:13 ‹‹İsraillilere de ki, ‹Şabat günlerimi kesinlikle tutmalısınız. Çünkü o sizinle benim aramda kuşaklar boyu sürecek bir belirtidir. Böylece anlayacaksınız ki, sizi kutsal kılan RAB benim.

31:14 ‹‹ ‹Şabat Gününü tutmalısınız, çünkü sizin için kutsaldır. Kim onun kutsallığını bozarsa, kesinlikle öldürülmeli. O gün çalışan herkes halkının arasından atılmalı.

31:15 Altı gün çalışılacak; ama yedinci gün RABbe adanmış Şabattır, dinlenme günüdür. Şabat Günü çalışan herkes kesinlikle öldürülmelidir.

31:16 İsrailliler, sonsuza dek sürecek bir antlaşma gereği olarak, Şabat Gününü kuşaklar boyu kutlamaya özen gösterecekler.

31:17 Bu, İsraillilerle benim aramda sürekli bir belirti olacaktır. Çünkü ben, RAB yeri göğü altı günde yarattım, yedinci gün işe son verip dinlendim.› ››

31:18 Tanrı Sina Dağı'nda Musa'yla konuşmasını bitirince, üzerine eliyle antlaşma koşullarını yazdığı iki taş levhayı ona verdi.

32:1 Halk Musanın dağdan inmediğini, geciktiğini görünce, Harunun çevresine toplandı. Ona, ‹‹Kalk, bize öncülük edecek bir ilah yap›› dediler, ‹‹Bizi Mısırdan çıkaran adama, Musaya ne oldu bilmiyoruz!››

32:2 Harun, ‹‹Karılarınızın, oğullarınızın, kızlarınızın kulağındaki altın küpeleri çıkarıp bana getirin›› dedi.

32:3 Herkes kulağındaki küpeyi çıkarıp Haruna getirdi.

32:4 Harun altınları topladı, oymacı aletiyle buzağı biçiminde dökme bir put yaptı. Halk, ‹‹Ey İsrailliler, sizi Mısırdan çıkaran Tanrınız budur!›› dedi.

32:5 Harun bunu görünce, buzağının önünde bir sunak yaptı ve, ‹‹Yarın RABbin onuruna bayram olacak›› diye ilan etti.

32:6 Ertesi gün halk erkenden kalkıp yakmalık sunular sundu, esenlik sunuları getirdi. Yiyip içmeye oturdu, sonra kalkıp çılgınca eğlendi.

32:7 RAB Musaya, ‹‹Aşağı in›› dedi, ‹‹Mısırdan çıkardığın halkın baştan çıktı.

32:8 Buyurduğum yoldan hemen saptılar. Kendilerine dökme bir buzağı yaparak önünde tapındılar, kurban kestiler. ‹Ey İsrailliler, sizi Mısırdan çıkaran ilahınız budur!› dediler.››

32:9 RAB Musaya, ‹‹Bu halkın ne inatçı olduğunu biliyorum›› dedi,

32:10 ‹‹Şimdi bana engel olma, bırak öfkem alevlensin, onları yok edeyim. Sonra seni büyük bir ulus yapacağım.››

32:11 Musa Tanrısı RABbe yalvardı: ‹‹Ya RAB, niçin kendi halkına karşı öfken alevlensin? Onları Mısırdan büyük kudretinle, güçlü elinle çıkardın.

32:12 Neden Mısırlılar, ‹Tanrı kötü amaçla, dağlarda öldürmek, yeryüzünden silmek için onları Mısırdan çıkardı› desinler? Öfkelenme, vazgeç halkına yapacağın kötülükten.

32:13 Kulların İbrahimi, İshakı, İsraili anımsa. Onlara kendi üzerine ant içtin, ‹Soyunuzu gökteki yıldızlar kadar çoğaltacağım. Söz verdiğim bu ülkenin tümünü soyunuza vereceğim. Sonsuza dek onlara miras olacak› dedin.››

32:14 Böylece RAB halkına yapacağını söylediği kötülükten vazgeçti.

32:15 Musa döndü, elinde antlaşma koşulları yazılı iki taş levhayla dağdan indi. Levhaların ön ve arka iki yüzü de yazılıydı.

32:16 Onları Tanrı yapmıştı, üzerlerindeki oyma yazılar Onun yazısıydı.

32:17 Yeşu, bağrışan halkın sesini duyunca, Musaya, ‹‹Ordugahtan savaş sesi geliyor!›› dedi.

32:18 Musa şöyle yanıtladı: ‹‹Ne yenenlerin,
Ne de yenilenlerin sesidir bu;
Ezgiler duyuyorum ben.››

32:19 Musa ordugaha yaklaşınca, buzağıyı ve oynayan insanları gördü; çok öfkelendi. Elindeki taş levhaları fırlatıp dağın eteğinde parçaladı.

32:20 Yaptıkları buzağıyı alıp yaktı, toz haline gelinceye dek ezdi, sonra suya serperek İsraillilere içirdi.

32:21 Haruna, ‹‹Bu halk sana ne yaptı ki, onları bu korkunç günaha sürükledin?›› dedi.

32:22 Harun, ‹‹Öfkelenme, efendim!›› diye karşılık verdi, ‹‹Bilirsin, halk kötülüğe eğilimlidir.

32:23 Bana, ‹Bize öncülük edecek bir ilah yap. Bizi Mısırdan çıkaran adama, Musaya ne oldu bilmiyoruz› dediler.

32:24 Ben de, ‹Kimde altın varsa çıkarsın› dedim. Altınlarını bana verdiler. Ateşe atınca, bu buzağı ortaya çıktı!››

32:25 Musa halkın başıboş hale geldiğini gördü. Çünkü Harun onları dizginlememiş, düşmanlarına alay konusu olmalarına neden olmuştu.

32:26 Musa ordugahın girişinde durdu, ‹‹RABden yana olanlar yanıma gelsin!›› dedi. Bütün Levililer çevresine toplandı.

32:27 Musa şöyle dedi: ‹‹İsrailin Tanrısı RAB diyor ki, ‹Herkes kılıcını kuşansın. Ordugahta kapı kapı dolaşarak kardeşini, komşusunu, yakınını öldürsün.› ››

32:28 Levililer Musanın buyruğunu yerine getirdiler. O gün halktan üç bine yakın adam öldürüldü.

32:29 Musa, ‹‹Bugün kendinizi RABbe adamış oldunuz›› dedi, ‹‹Herkes öz oğluna, öz kardeşine düşman kesildiği için bugün RAB sizi kutsadı.››

32:30 Ertesi gün halka, ‹‹Korkunç bir günah işlediniz›› dedi, ‹‹Şimdi RABbin huzuruna çıkacağım. Belki günahınızı bağışlatabilirim.››

32:31 Sonra RABbe dönerek, ‹‹Çok yazık, bu halk korkunç bir günah işledi›› dedi, ‹‹Kendilerine altın put yaptılar.

32:32 Lütfen günahlarını bağışla, yoksa yazdığın kitaptan adımı sil.››

32:33 RAB, ‹‹Kim bana karşı günah işlediyse onun adını sileceğim›› diye karşılık verdi,

32:34 ‹‹Şimdi git, halkı sana söylediğim yere götür. Meleğim sana öncülük edecek. Ama zamanı gelince günahlarından ötürü onları cezalandıracağım.››

32:35 RAB halkı cezalandırdı. Çünkü Harun'a buzağı yaptırmışlardı.

33:1 RAB Musaya, ‹‹Buradan git›› dedi, ‹‹Sen ve Mısırdan çıkardığın halk İbrahime, İshaka, Yakupa, ‹Orayı senin soyuna vereceğim› diye ant içtiğim topraklara gidin.

33:2 Süt ve bal akan ülkeye senden önce bir melek gönderecek, Kenan, Amor, Hitit, Periz, Hiv ve Yevus halklarını oradan kovacağım. Ben sizinle gelmeyeceğim, çünkü inatçı insanlarsınız. Belki sizi yolda yok ederim.››

33:4 Halk bu kötü haberi duyunca yasa büründü. Kimse takı takmadı.

33:5 Çünkü RAB Musaya şöyle demişti: ‹‹İsraillilere de ki, ‹Siz inatçı insanlarsınız. Bir an aranızda kalsam, sizi yok ederim. Şimdi üzerinizdeki takıları çıkarın, size ne yapacağıma karar vereyim.› ››

33:6 Böylece Horev Dağından sonra İsrailliler takılarını çıkardı.

33:7 Musa bir çadır alır, ordugahın dışına, biraz öteye kurardı. Ona ‹Buluşma Çadırı› derdi. Kim RABbe danışmak istese, ordugahın dışındaki Buluşma Çadırına giderdi.

33:8 Musa ne zaman çadıra gitse, bütün halk kalkar, herkes çadırının girişinde durarak Musa içeri girinceye kadar arkasından bakardı.

33:9 Musa çadıra girince, bulut sütunu aşağı iner, RAB Musayla konuştuğu sürece girişi kapardı.

33:10 Bulut sütununun çadırın girişinde durduğunu gören herkes kalkar, kendi çadırının girişinde tapınırdı.

33:11 RAB Musayla iki arkadaş gibi yüz yüze konuşurdu. Sonra Musa ordugaha dönerdi. Ama genç yardımcısı Nun oğlu Yeşu çadırdan çıkmazdı.

33:12 Musa RABbe şöyle dedi: ‹‹Bana, ‹Bu halka öncülük et› diyorsun, ama kimi benimle göndereceğini söylemedin. Bana, ‹Seni adınla tanıyorum, senden hoşnudum› demiştin.

33:13 Eğer benden hoşnutsan, lütfen şimdi bana yollarını göster ki, seni daha iyi tanıyıp hoşnut etmeye devam edeyim. Unutma, bu ulus senin halkındır.››

33:14 RAB, ‹‹Varlığım sana eşlik edecek›› diye yanıtladı, ‹‹Seni rahata kavuşturacağım.››

33:15 Musa, ‹‹Eğer varlığın bize eşlik etmeyecekse, bizi buradan çıkarma›› dedi,

33:16 ‹‹Yoksa benden ve halkından hoşnut kaldığın nereden bilinecek? Bize eşlik etmenden, değil mi? Ancak o zaman benimle halkın yeryüzünün öteki halklarından ayırt edilebiliriz.››

33:17 RAB, ‹‹Söylediğin gibi yapacağım›› dedi, ‹‹Çünkü senden hoşnut kaldım, adınla tanıyorum seni.››

33:18 Musa, ‹‹Lütfen görkemini bana göster›› dedi.

33:19 RAB, ‹‹Bütün iyiliğimi önünden geçireceğim›› diye karşılık verdi, ‹‹Adımı, RAB adını senin önünde duyuracağım. Merhamet ettiğime merhamet edeceğim, acıdığıma acıyacağım.

33:20 Ancak, yüzümü görmene izin veremem. Çünkü yüzümü gören yaşayamaz.››

33:21 Sonra, ‹‹Yakınımda bir yer var›› dedi, ‹‹Orada, kayanın üzerinde dur.

33:22 Görkemim oradan geçerken seni kayanın kovuğuna sokup geçinceye kadar elimle örteceğim.

33:23 Elimi kaldırdığımda, sırtımı göreceksin. Ama yüzüm görülmeyecek.››

34:1 RAB Musaya, ‹‹Öncekiler gibi iki taş levha kes›› dedi, ‹‹Kırdığın levhaların üzerindeki sözleri onlara yazacağım.

34:2 Sabaha kadar hazırlan, sabah olunca Sina Dağına çık; dağın tepesinde, huzurumda dur.

34:3 Senden başka kimse dağa çıkmasın, dağın hiçbir yerinde kimse görülmesin. Dağın eteğinde davar ya da sığır da otlamasın.››

34:4 Musa öncekiler gibi iki taş levha kesti. RABbin buyurduğu gibi sabah erkenden kalktı, taş levhaları yanına alarak Sina Dağına çıktı.

34:5 RAB bulutun içinde oraya inip onunla birlikte durdu ve adını RAB olarak duyurdu.

34:6 Musanın önünden geçerek, ‹‹Ben RABbim›› dedi, ‹‹RAB, acıyan, lütfeden, tez öfkelenmeyen, sevgisi engin ve sadık Tanrı.

34:7 Binlercesine sevgi gösterir, suçlarını, isyanlarını, günahlarını bağışlarım. Hiçbir suçu cezasız bırakmam. Babaların işlediği suçun hesabını oğullarından, torunlarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.››

34:8 Musa hemen yere kapanıp tapındı.

34:9 ‹‹Ya Rab, eğer benden hoşnutsan, lütfen bizimle gel›› dedi, ‹‹Bunlar inatçı insanlardır. Sen suçlarımızı, günahlarımızı bağışla. Bizi kendi mirasın olarak benimse.››

34:10 RAB, ‹‹Senin halkınla bir antlaşma yapıyorum›› dedi, ‹‹Onların önünde dünyada ve öteki uluslar arasında görülmemiş harikalar yapacağım. Arasında yaşadığın halk neler yapabileceğimi görecek. Senin için korkunç şeyler yapacağım.

34:11 Bugün sana verdiğim buyruğu tut. Amor, Kenan, Hitit, Periz, Hiv ve Yevus halklarını senin önünden kovacağım.

34:12 Gideceğin ülkedeki insanlarla antlaşma yapmaktan kaçın. Çünkü bu senin için bir tuzak olur.

34:13 Onların sunaklarını yıkacak, dikili taşlarını parçalayacak, Aşera putlarını keseceksiniz.

34:14 Başka ilahlara tapmayacaksınız. Çünkü ben adı Kıskanç bir RABbim, kıskanç bir Tanrıyım.

34:15 Ülke halkıyla herhangi bir antlaşma yapmayın. Yoksa onlar başka ilahlara gönül verir, kurban keserken sizi de çağırırlar; siz de gider yersiniz.

34:16 Kızlarını oğullarınıza alırsınız. Kızlar başka ilahlara gönül verirken oğullarınızı da artlarından sürükler.

34:17 ‹‹Dökme putlar yapmayacaksınız.

34:18 ‹‹Size buyurduğum gibi, Aviv ayının belirli günlerinde yedi gün mayasız ekmek yiyerek Mayasız Ekmek Bayramını kutlayacaksınız. Çünkü Mısırdan Aviv ayında çıktınız.

34:19 ‹‹Bütün ilk doğanlar benimdir; ister sığır, ister davar olsun, ilk doğan erkek hayvanlarınızın tümü bana aittir.

34:20 İlk doğan sıpanın bedelini bir kuzuyla ödeyin. Bedelini ödemeyecekseniz, sıpanın boynunu kıracaksınız. Bütün ilk doğan oğullarınızın bedelini ödemelisiniz. ‹‹Kimse huzuruma eli boş çıkmasın.

34:21 ‹‹Altı gün çalışacak, yedinci gün dinleneceksiniz. Ekim, biçim vakti bile olsa dinleneceksiniz.

34:22 ‹‹İlk buğday biçiminde Haftalar Bayramı, yıl sonunda da Ürün Devşirme Bayramı yapacaksınız.

34:23 Bütün erkekleriniz yılda üç kez İsrailin Tanrısı ben Egemen RABbin huzuruna çıkacaklar.

34:24 Öteki ulusları önünüzden kovacak, sınırlarınızı genişleteceğim. Yılda üç kez Tanrınız RABbin önüne çıktığınız zaman, kimse ülkenize göz dikemeyecek.

34:25 ‹‹Evinizde maya bulunduğu sürece bana kurban kesmeyeceksiniz. Fısıh kurbanı sabaha bırakılmayacak.

34:26 ‹‹Toprağınızın seçme ilk ürünlerini Tanrınız RABbin Tapınağına getireceksiniz. ‹‹Oğlağı anasının sütünde haşlamayacaksınız.››

34:27 RAB Musaya, ‹‹Bunları yaz›› dedi, ‹‹Çünkü seninle ve İsraillilerle bu sözlere dayanarak antlaşma yaptım.››

34:28 Musa orada kırk gün kırk gece RABle birlikte kaldı. Ağzına ne ekmek koydu, ne de su. Antlaşma sözlerini, on buyruğu taş levhaların üzerine yazdı.

34:29 Musa elinde iki antlaşma levhasıyla Sina Dağından indi. RABle konuştuğu için yüzü ışıldıyordu, ama kendisi bunun farkında değildi.

34:30 Harunla İsrailliler Musanın ışıldayan yüzünü görünce, ona yaklaşmaya korktular.

34:31 Musa onları yanına çağırdı. Harunla İsrail topluluğunun bütün önderleri çevresine toplandılar. Musa onlarla konuştu.

34:32 Sonra herkes ona yaklaştı. Musa RABbin Sina Dağında kendisine bildirdiği bütün buyrukları onlara verdi.

34:33 Konuşmasını bitirdikten sonra, yüzüne bir peçe taktı.

34:34 Ama ne zaman konuşmak için RABbin huzuruna çıksa, ayrılıncaya kadar peçeyi kaldırırdı. Dönünce de kendisine verilen buyrukları İsraillilere bildirir,

34:35 İsrailliler de onun ışıldayan yüzünü görürlerdi. Sonra Musa içeri girip RAB'le görüşünceye kadar yine peçeyi takardı.

35:1 Musa bütün İsrail topluluğunu çağırarak, ‹‹RABbin yapmanızı buyurduğu işler şunlardır›› dedi,

35:2 ‹‹Altı gün çalışacaksınız. Ama yedinci gün sizin için kutsal Şabat, RABbe adanmış dinlenme günü olacaktır. O gün çalışan herkes öldürülecektir.

35:3 Şabat Günü konutlarınızda ateş yakmayacaksınız.››

35:4 Musa bütün İsrail topluluğuna seslenerek şöyle dedi: ‹‹RABbin buyruğu şudur:

35:5 Aranızda armağanlar toplayıp RABbe sunacaksınız. İstekli olan herkes RABbe altın, gümüş, tunç; lacivert, mor, kırmızı iplik; ince keten, keçi kılı, deri, kırmızı boyalı koç derisi, akasya ağacı armağan etsin.

35:8 Kandil için zeytinyağı; mesh yağı ve güzel kokulu buhur için baharat;

35:9 başkâhinin efoduyla göğüslüğü için oniks ve öbür kakma taşları getirsin.

35:10 ‹‹Aranızdaki bütün becerikli kişiler gelip RABbin buyurduğu her şeyi yapsın.

35:11 Konutu, çadırın iç ve dış örtüsünü, kopçalarını, çerçevelerini, kirişlerini, direklerini, tabanlarını;

35:12 sandığı ve sırıklarını, Bağışlanma Kapağını, bölme perdesini,

35:13 masayla sırıklarını, bütün masa takımlarını, huzura konan ekmekleri;

35:14 ışık için kandilliği ve takımlarını, kandilleri, kandiller için zeytinyağını;

35:15 buhur sunağını ve sırıklarını, mesh yağını, güzel kokulu buhuru; konutun giriş bölümündeki perdeyi;

35:16 yakmalık sunu sunağını ve tunç ızgarasını, sırıklarını, bütün takımlarını, kazanı ve kazan ayaklığını;

35:17 avlunun çevresindeki perdeleri, direkleri, direk tabanlarını, avlu kapısındaki perdeyi,

35:18 konutun ve avlunun kazıklarıyla iplerini;

35:19 kutsal yerde hizmet etmek için dokunmuş giysileri -Kâhin Harunun giysileriyle oğullarının kâhin giysilerini- yapsınlar.››

35:20 İsrail topluluğu Musanın yanından ayrıldı.

35:21 Her istekli, hevesli kişi Buluşma Çadırının yapımı, hizmeti ve kutsal giysiler için RABbe armağan getirdi.

35:22 Kadın erkek herkes istekle geldi, RABbe her çeşit altın takı, broş, küpe, yüzük, kolye getirdi. RABbe armağan ettikleri bütün takılar altındı.

35:23 Ayrıca kimde lacivert, mor, kırmızı iplik; ince keten, keçi kılı, deri, kırmızı boyalı koç derisi varsa getirdi.

35:24 Gümüş ve tunç armağanlar sunan herkes onları RABbe adadı. Herhangi bir işte kullanılmak üzere kimde akasya ağacı varsa getirdi.

35:25 Bütün becerikli kadınlar elleriyle eğirdikleri lacivert, mor, kırmızı ipliği, ince keteni getirdiler.

35:26 İstekli, becerikli kadınlar da keçi kılı eğirdiler.

35:27 Önderler efod ve göğüslük için oniks, kakma taşlar,

35:28 kandil, mesh yağı ve güzel kokulu buhur için baharat ve zeytinyağı getirdiler.

35:29 Kadın erkek bütün istekli İsrailliler RABbin Musa aracılığıyla yapmalarını buyurduğu işler için RABbe gönülden verilen sunu sundular.

35:30 Musa İsraillilere, ‹‹Bakın!›› dedi, ‹‹RAB Yahuda oymağından özellikle Hur oğlu Uri oğlu Besaleli seçti.

35:31 Beceri, anlayış, bilgi ve her türlü ustalık vermek için onu kendi Ruhuyla doldurdu.

35:32 Öyle ki, altın, gümüş, tunç işleyerek ustaca yapıtlar üretsin;

35:33 taş kesme ve kakmada, ağaç oymacılığında, her türlü sanat dalında çalışsın.

35:34 RAB ona ve Dan oymağından Ahisamak oğlu Oholiava öğretme yeteneği de verdi.

35:35 Onlara üstün beceri verdi. Öyle ki, ustalık isteyen her türlü işte, oymacılıkta, lacivert, mor, kırmızı iplik ve ince keten yapmada, dokuma ve nakış işlerinde, her sanat dalında yaratıcı olsunlar.

36:1 ‹‹Besalel, Oholiav ve kutsal yerin yapımında gereken işleri nasıl yapacaklarına ilişkin RABbin kendilerine bilgelik ve anlayış verdiği bütün becerikli kişiler her işi tam RABbin buyurduğu gibi yapacaklar.››

36:2 Musa Besaleli, Oholiavı, RABbin kendilerine bilgelik verdiği becerikli adamları ve çalışmaya istekli herkesi iş başına çağırdı.

36:3 Gelenler kutsal yerin yapımında gereken işleri yapmak üzere İsraillilerin getirmiş olduğu bütün armağanları Musadan aldılar. İsrailliler gönülden verdikleri sunuları her sabah Musaya getirmeye devam ettiler.

36:4 Öyle ki, kutsal yerdeki işleri yapmakta olan ustalar işlerini bırakıp bir bir Musanın yanına gelerek,

36:5 ‹‹Halk RABbin yapılmasını buyurduğu iş için gereğinden fazla getiriyor›› dediler.

36:6 Bunun üzerine Musa buyruk verdi: ‹‹Ne erkek, ne kadın hiç kimse kutsal yere armağan olarak artık bir şey vermesin.›› Buyruk ordugahta ilan edildi. Böylece halkın daha çok armağan getirmesine engel olundu.

36:7 Çünkü o ana kadar getirilenler işi bitirmek için yeter de artardı bile.

36:8 Çalışanlar arasındaki becerikli adamlar konutu on perdeden yaptılar. Besalel onları lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden yaptı, üzerini Keruvlarla ustaca süsledi.

36:9 Her perdenin boyu yirmi sekiz, eni dört arşındı. Bütün perdeler aynı ölçüdeydi.

36:10 Perdeleri beşer beşer birbirine ekleyerek iki takım perde yaptı.

36:11 Birinci takımın kenarına lacivert ilmekler açtı. Öbür takımın kenarına da aynı şeyi yaptı.

36:12 Birinci takımın ilk perdesiyle ikinci takımın son perdesine ellişer ilmek açtı; ilmekler birbirine karşıydı.

36:13 Elli altın kopça yaptı, perdeleri kopçalayarak çadırı birleştirdi. Böylece konut tek parça haline geldi.

36:14 Konutun üstünü kaplayacak çadır için keçi kılından on bir perde yaptı.

36:15 Her perdenin boyu otuz, eni dört arşındı. On bir perde de aynı ölçüdeydi.

36:16 Beş perdeyi birbirine, altı perdeyi birbirine birleştirdi.

36:17 Her iki perde takımının kenarlarına ellişer ilmek açtı.

36:18 Çadırı birleştirip tek parça haline getirmek için elli tunç kopça yaptı.

36:19 Çadır için kırmızı boyalı koç derisinden bir örtü, onun üstüne de deriden başka bir örtü yaptı.

36:20 Konut için akasya ağacından dikine çerçeveler yaptı.

36:21 Her çerçevenin boyu onfı, eni bir buçuk arşındı.

36:22 Çerçevelerin birbirine uyan iki paralel çıkıntısı vardı. Konutun bütün çerçevelerini aynı biçimde yaptı.

36:23 Konutun güneyi için yirmi çerçeve yaptı.

36:24 Her çerçevenin altında iki çıkıntı için birer taban olmak üzere, yirmi çerçevenin altında kırk gümüş taban yaptı.

36:25 Konutun öbür yanı, yani kuzeyi için de yirmi çerçeve ve her çerçevenin altında iki taban olmak üzere kırk gümüş taban yaptı.

36:27 Konutun batıya bakacak arka tarafı için altı çerçeve yaptı.

36:28 Arkada konutun köşeleri için iki çerçeve yaptı.

36:29 Bu köşe çerçevelerinin alt tarafı ayrı kaldı, üst tarafı ise birinci halkayla birleştirildi. İki köşeyi oluşturan iki çerçeveyi aynı biçimde yaptı.

36:30 Böylece sekiz çerçeve ve her çerçevenin altında iki taban olmak üzere on altı gümüş taban yaptı.

36:31 Konutun bir yanındaki çerçeveler için beş, öbür yanındaki çerçeveler için beş, batıya bakan arka tarafındaki çerçeveler için de beş olmak üzere akasya ağacından kirişler yaptı.

36:33 Çerçevelerin ortasındaki kirişi konutun bir ucundan öbür ucuna geçirdi.

36:34 Çerçevelerle kirişleri altınla kapladı, kirişlerin geçeceği halkaları da altından yaptı.

36:35 Lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden bir perde yaptı, üzerini Keruvlarla ustaca süsledi.

36:36 Perde için akasya ağacından dört direk yaparak altınla kapladı. Çengelleri de altındı. Direkler için dört gümüş taban döktü.

36:37 Çadırın giriş bölümüne lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden nakışlı bir perde yaptı.

36:38 Perdeyi asmak için çengelli beş direk yaparak başlıklarını, çemberlerini altınla kapladı. Direklere beş tunç taban yaptı.

37:1 Besalel Antlaşma Sandığını akasya ağacından yaptı. Boyu iki buçuk, eni ve yüksekliği birer buçuk arşındı.

37:2 İçini de dışını da saf altınla kapladı. Çevresine altın pervaz yaptı.

37:3 İkisi bir yanda, ikisi öbür yanda olmak üzere sandığın dört köşesindeki ayaklara takmak için birer altın halka döktü.

37:4 Akasya ağacından sırıklar yapıp altınla kapladı.

37:5 Sandığın taşınması için sırıkları yanlardaki halkalara geçirdi.

37:6 Bağışlanma Kapağını saf altından yaptı. Boyu iki buçuk, eni bir buçuk arşındı.

37:7 Kapağın iki kenarına dövme altından birer Keruv yaptı.

37:8 Keruvlardan birini bir kenara, öbürünü öteki kenara koyarak kapağı tek parça halinde yaptı.

37:9 Keruvlar yukarı doğru açık kanatlarıyla kapağı örtüyor, yüzleri birbirine dönük kapağa bakıyorlardı.

37:10 Besalel akasya ağacından bir masa yaptı. Boyu iki, eni bir, yüksekliği bir buçuk arşındı.

37:11 Masayı saf altınla kapladı. Çevresine altın pervaz yaptı.

37:12 Pervazın çevresine dört parmak eninde bir kenarlık yaparak altın pervazla çevirdi.

37:13 Masa için dört altın halka dökerek dört ayak üzerindeki dört köşeye yerleştirdi.

37:14 Masanın taşınması için sırıkların içinden geçeceği halkalar kenarlığa yakındı.

37:15 Sırıkları akasya ağacından yaptı, altınla kapladı.

37:16 Masa için saf altından tabaklar, sahanlar, dökmelik sunu testileri, tasları yaptı.

37:17 Saf altından bir kandillik yaptı. Ayağı, gövdesi dövme altındı. Çanak, tomurcuk ve çiçek motifleri kendindendi.

37:18 Üç kolu bir yanda, üç kolu öteki yanda olmak üzere altı kolluydu.

37:19 Her kolda badem çiçeğini andıran üç çanak, tomurcuk ve çiçek motifi vardı. Altı kol da aynıydı.

37:20 Kandilliğin gövdesinde badem çiçeğini andıran dört çanak, tomurcuk ve çiçek motifi bulunuyordu.

37:21 Kandillikten yükselen ilk iki kolun, ikinci iki kolun, üçüncü iki kolun altında kendinden birer tomurcuk vardı. Toplam altı koldu.

37:22 Tomurcukları, kolları tek parça olan kandillik saf dövme altındı.

37:23 Kandillik için saf altından yedi kandil, fitil maşaları, tablalar yaptı.

37:24 Bütün takımları dahil kandilliğe bir talant saf altın harcandı.

37:25 Akasya ağacından bir buhur sunağı yaptı. Kare biçiminde, boyu ve eni birer arşınfö, yüksekliği iki arşındı. Boynuzları kendindendi.

37:26 Üstünü, yanlarını, boynuzlarını saf altınla kapladı. Çevresine altın pervaz yaptı.

37:27 İki yandaki pervazın altına iki altın halka yaptı. Bunlar sunağın taşınması için sırıkların geçmesine yarıyordu.

37:28 Sırıkları akasya ağacından yaparak altınla kapladı.

37:29 Itriyatçı ustalığıyla kutsal mesh yağı ve güzel kokulu saf buhur yaptı.

38:1 Besalel yakmalık sunu sunağını akasya ağacından kare biçiminde yaptı. Eni ve boyu beşer arşın, yüksekliği üç arşındı.

38:2 Dört üst köşesine kendinden boynuzlar yaparak hepsini tunçla kapladı.

38:3 Sunağın bütün takımlarını -kovaları, kürekleri, çanakları, büyük çatalları, ateş kaplarını- tunçtan yaptı.

38:4 Kenarın altında aşağı doğru sunağın yarısına kadar ağ biçiminde tunç bir ızgara yaptı.

38:5 Tunç ızgaranın dört köşesine taşıma sırıklarını geçirmek için birer halka döktü.

38:6 Sırıkları akasya ağacından yaparak tunçla kapladı.

38:7 Sunağın taşınması için yan tarafındaki halkalara geçirdi. Sunağı tahtadan, içi boş yaptı.

38:8 Buluşma Çadırının giriş bölümünde hizmet eden kadınların aynalarından tunç ayaklıklı tunç bir kazan yaptı.

38:9 Konuta bir avlu yaptı. Avlunun güney tarafı için yüz arşınfş boyunda özenle dokunmuş ince keten perdeler yaptı.

38:10 Perdeler için tabanları tunç, çengelleri ve çengel çemberleri gümüş yirmi direk yaptı.

38:11 Kuzey tarafı için yüz arşın boyunda perdeler, yirmi direk, direkler için yirmi tunç taban yapıldı. Direklerin çengelleriyle çemberleri gümüştü.

38:12 Avlunun batı tarafı için elli arşın boyunda perde, on direk, on taban yapıldı. Direklerin çengelleriyle çemberleri gümüştü.

38:13 Doğuya bakan tarafta avlunun eni elli arşındı.

38:14 Girişin bir tarafında on beş arşın boyunda perde, üç direk ve üç taban;

38:15 öbür tarafında da on beş arşın boyunda perde, üç direk ve üç taban vardı.

38:16 Avlunun çevresindeki bütün perdeler özenle dokunmuş ince ketendi.

38:17 Direklerin tabanları tunç, çengelleriyle çemberleri gümüştü. Başlıkları da gümüş kaplamaydı. Avlunun bütün direkleri gümüş çemberlerle donatılmıştı.

38:18 Avlunun girişindeki perde lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş nakışlı ince ketenden yapılmıştı. Boyu yirmifü, yüksekliği avlunun perdeleri gibi beş arşındı.

38:19 Tunçtan dört direği ve dört tabanı vardı. Direklerin çengelleri, başlıklarının kaplaması ve çemberleri gümüştü.

38:20 Konutun ve konutu çevreleyen avlunun bütün kazıkları tunçtandı.

38:21 Antlaşma Levhalarının bulunduğu konut için kullanılan malzeme miktarının tümü Musanın buyruğu uyarınca, Kâhin Harun oğlu İtamarın yönetimindeki Levililer tarafından kaydedildi.

38:22 RABbin Musaya buyurduğu bütün işleri Yahuda oymağından Hur oğlu Uri oğlu Besalel yaptı.

38:23 Dan oymağından oymacı, yaratıcı, lacivert, mor, kırmızı iplik ve ince keten işlemede usta nakışçı Ahisamak oğlu Oholiav da ona yardım etti.

38:24 Kutsal yerdeki bütün işler için kullanılan adanmış altın miktarı kutsal yerin şekeliyle 29 talant 730 şekeldi.

38:25 Topluluğun sayımından elde edilen gümüş, kutsal yerin şekeliyle 100 talant 1 775 şekeldi.

38:26 Sayımı yapılan yirmi ve daha yukarı yaştaki 603 550 kişiden adam başına bir beka, yani yarım kutsal yerin şekeli düşüyordu.

38:27 Kutsal yer ve perde tabanlarının dökümü için 100 talant gümüş kullanıldı. Her tabana bir talant olmak üzere, 100 tabana 100 talant gümüş harcandı.

38:28 Direklerin çengelleri, başlıkların kaplanması ve çemberleri için 1 775 şekelfç harcandı.

38:29 Adanan tunç 70 talant 2 400 şekeldi.

38:30 Bununla Buluşma Çadırı'nın giriş bölümündeki tabanlar, sunakla ızgarası ve bütün takımları, avlu çevresindeki ve girişindeki tabanlar, bütün konut kazıklarıyla avlu çevresindeki kazıklar yapıldı. 880 kg. Yaklaşık 3.2 ton. 5 gr.

39:1 Kutsal yerde hizmet için lacivert, mor, kırmızı iplikten özenle dokunmuş giysiler yaptılar. Ayrıca RABbin Musaya buyurduğu gibi Haruna kutsal giysiler yapıldı.

39:2 Efodu altın sırmayla lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden yaptılar.

39:3 Altını ince tabakalar halinde dövüp lacivert, mor, kırmızı iplik ve ince keten arasına ustaca işlemek için tel tel kestiler.

39:4 Efodun iki köşesine tutturulmuş omuzluklar yaparak birleştirdiler.

39:5 Efodun üzerindeki ustaca dokunmuş şerit efodun bir parçası gibi altın sırmayla lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketendendi; tıpkı RABbin Musaya buyurduğu gibiydi.

39:6 Altın yuvalar içine kakılmış, üzerine İsrailoğullarının adları mühür gibi oyulmuş oniksi işleyip

39:7 İsraillilerin anılması için efodun omuzluklarına taktılar. Tıpkı RABbin Musaya buyurduğu gibi yaptılar.

39:8 Efod gibi altın sırmayla lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden usta işi bir göğüslük yaptılar.

39:9 Dört köşe, eni ve boyu birer karıştı, ikiye katlanmıştı.

39:10 Üzerine dört sıra taş yuvası kaktılar. Birinci sırada yakut, topaz, zümrüt;

39:11 ikinci sırada firuze, laciverttaşı, aytaşı;

39:12 üçüncü sırada gökyakut, agat, ametist;

39:13 dördüncü sırada sarı yakut, oniks, yeşim vardı. Taşlar altın yuvalara kakılmıştı.

39:14 On iki taş vardı. Üzerlerine mühür oyar gibi İsrailoğullarının adları bir bir oyulmuştu. Bu taşlar İsrailin on iki oymağını simgeliyordu.

39:15 Göğüslük için saf altından örme zincirler yaptılar.

39:16 İkişer tane altın yuva ve halka yaptılar. Göğüslüğün üst iki köşesine birer halka koydular.

39:17 İki örme altın zinciri göğüslüğün köşelerindeki halkalara taktılar.

39:18 Zincirlerin öteki iki ucunu iki yuvanın üzerinden geçirerek efodun ön tarafına, omuzlukların üzerine bağladılar.

39:19 İki altın halka yaparak göğüslüğün alt iki köşesine, efoda bitişik iç kenarına taktılar.

39:20 İki altın halka daha yaparak efodun önündeki omuzluklara alttan, dikişe yakın, ustaca dokunmuş şeridin yukarısına taktılar.

39:21 Göğüslüğün halkalarıyla efodun halkalarını lacivert kordonla birbirine bağladılar. Öyle ki, göğüslük efodun ustaca dokunmuş şeridinin yukarısında kalsın ve efoddan ayrılmasın. Tıpkı RABbin Musaya buyurduğu gibi yaptılar.

39:22 Efodun altına giyilen kaftanı ustaca dokunmuş salt lacivert iplikten yaptılar.

39:23 Ortasında baş geçecek kadar bir boşluk bıraktılar. Yırtılmaması için boşluğun kenarlarını yaka gibi dokuyarak çevirdiler.

39:24 Kaftanın kenarını lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden nar motifleriyle bezediler.

39:25 Saf altından çıngıraklar yaptılar ve hizmet için kullanılan kaftanın eteğinin ucundaki narların arasına, bir çıngırak bir nar, bir çıngırak bir nar olmak üzere çepeçevre koydular. Tıpkı RABbin Musaya buyurduğu gibi yaptılar.

39:27 Harunla oğulları için ince ketenden ustaca dokunmuş mintanlar, sarıklar, süslü başlıklar, ince keten donlar, lacivert, mor, kırmızı iplikle, özenle dokunmuş ince ketenden nakışlı kuşak yaptılar; tıpkı RABbin Musaya buyurduğu gibi.

39:30 Kutsal tacın levhasını saf altından yaparak üzerine mühür oyar gibi ‹RABbe adanmıştır› sözünü yazdılar.

39:31 Üstüne bağlanmak üzere sarığa lacivert bir kordon taktılar; tıpkı RABbin Musaya buyurduğu gibi.

39:32 Böylece konutun, yani Buluşma Çadırının bütün işleri tamamlandı. İsrailliler her şeyi tıpkı RABbin Musaya buyurduğu gibi yaptılar.

39:33 Konutu, çadırla bütün takımlarını, kopçalarını, çerçevelerini, kirişlerini, direklerini, tabanlarını; kırmızı boyalı koç derisinden örtüyü, deri örtüyü, bölme perdesini; Levha Sandığıyla sırıklarını, Bağışlanma Kapağını; masayla takımlarını, Tanrının huzuruna konan ekmekleri; saf altın kandilliği, üstüne dizilecek kandillerle takımlarını, kandil için zeytinyağını; altın sunağı, mesh yağını, güzel kokulu buhuru, çadırın giriş bölümünün perdesini; tunç sunakla ızgarasını, sırıklarını, bütün takımlarını, kazanı, kazan ayaklığını; avlunun perdelerini, direklerini, direk tabanlarını, avlu girişinin perdesini, iplerini, kazıklarını, konutta, yani Buluşma Çadırındaki hizmet için gerekli bütün aletleri; kutsal yerdeki hizmet için dokunmuş giysileri, Kâhin Harunun kutsal giysilerini, oğullarının kâhin giysilerini Musaya gösterdiler.

39:42 Her şeyi tıpkı RABbin Musaya buyurduğu gibi yaptılar.

39:43 Musa baktı, bütün işlerin RAB'bin buyurduğu gibi yapılmış olduğunu görünce onları kutsadı.

40:1 RAB Musaya şöyle dedi:

40:2 ‹‹Konutu, yani Buluşma Çadırını birinci ayın ilk günü kur.

40:3 Levha Sandığını oraya getirip perdeyle gizle.

40:4 Masayı içeri getir, gereken her şeyi üzerine diz. Kandilliği getirip kandillerini yak.

40:5 Altın buhur sunağını Levha Sandığının önüne koy, konutun giriş bölümüne perdesini tak.

40:6 Yakmalık sunu sunağını konutun -Buluşma Çadırının- giriş bölümüne koy.

40:7 Kazanı çadırla sunak arasına koyup içine su doldur.

40:8 Çadırın çevresini avluyla kapat, avlunun girişine perdesini as.

40:9 ‹‹Sonra mesh yağıyla konutu ve içindeki bütün eşyaları meshederek kutsal kıl. Böylece konutla takımları kutsal olacak.

40:10 Yakmalık sunu sunağıyla takımlarını meshet, sunağı kutsal kıl. Sunak çok kutsal olacak.

40:11 Kazan ve kazan ayaklığını meshederek kutsal kıl.

40:12 ‹‹Harunla oğullarını Buluşma Çadırının giriş bölümüne getirip yıka.

40:13 Haruna kutsal giysileri giydir, bana kâhinlik etmesi için onu meshederek kutsal kıl.

40:14 Oğullarını getirip mintanları giydir.

40:15 Bana kâhinlik etmeleri için babaları gibi onları da meshet. Bu mesh onların kuşaklar boyu sürekli kâhin olmalarını sağlayacak.››

40:16 Musa her şeyi RABbin kendisine buyurduğu gibi yaptı.

40:17 Böylece ikinci yılın birinci ayının birinci günü konut kuruldu.

40:18 Musa konutu kurdu, tabanlarını koydu, çerçevelerini yerleştirdi, kirişlerini taktı, direklerini dikti.

40:19 Çadırı tıpkı RABbin kendisine buyurduğu gibi konutun üzerine gerdi, çadır örtüsünü üzerine örttü.

40:20 Antlaşma Levhalarını sandığa koydu, sandık sırıklarını taktı, Bağışlanma Kapağını sandığın üzerine yerleştirdi.

40:21 RABbin kendisine buyurduğu gibi Levha Sandığını konuta getirdi, bölme perdesini asarak sandığı gizledi.

40:22 Masayı Buluşma Çadırına, konutun kuzeyine, perdenin dışına koydu.

40:23 RABbin huzurunda, RABbin kendisine buyurduğu gibi üzerine ekmekleri dizdi.

40:24 Kandilliği Buluşma Çadırına, masanın karşısına, konutun güneyine koydu.

40:25 RABbin kendisine buyurduğu gibi, RABbin huzurunda kandilleri yaktı.

40:26 Altın sunağı Buluşma Çadırına, perdenin önüne koydu.

40:27 RABbin kendisine buyurduğu gibi üzerinde güzel kokulu buhur yaktı.

40:28 Konutun giriş bölümünün perdesini taktı.

40:29 RABbin kendisine buyurduğu gibi yakmalık sunu sunağını Buluşma Çadırının giriş bölümüne koydu, üzerinde yakmalık sunu ve tahıl sunusu sundu.

40:30 Kazanı Buluşma Çadırı ile sunak arasına koydu, yıkanmak için içine su doldurdu.

40:31 Musa, Harun ve Harunun oğulları ellerini, ayaklarını orada yıkadılar.

40:32 Ne zaman Buluşma Çadırına girip sunağa yaklaşsalar RABbin Musaya buyurduğu gibi orada yıkandılar.

40:33 Musa konutla sunağı avluyla çevirdi. Avlunun girişine perdeyi asarak işi tamamladı.

40:34 O zaman bulut Buluşma Çadırını kapladı ve RABbin görkemi konutu doldurdu.

40:35 Musa Buluşma Çadırına giremedi; çünkü bulut her yeri kaplamış, RABbin görkemi konutu doldurmuştu.

40:36 İsrailliler ancak bulut konutun üzerinden kalkınca göçerlerdi.

40:37 Bulut durdukça yerlerinden ayrılmaz, kalkacağı günü beklerlerdi.

40:38 Böylece bütün yolculuklarında konutun üzerinde gündüzün RAB'bin bulutu, gece de ateş İsrailliler'e yol gösterdi.


Next: Leviticus